Kiracı Tahliye Krizi Derinleşiyor: Kira Artışları Yüzde 1100’ü Aştı
Türkiye genelinde kira fiyatlarında yaşanan yüzde 1100’lük artış, barınma krizini büyüttü. Ev sahibi-kiracı anlaşmazlıkları sonucu tahliye davaları rekor kırdı.

Kiracı Tahliye Krizi Derinleşiyor: Kira Artışları Yüzde 1100’ü Aştı
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Büyükşehirlerde Barınma Sıkıntısı Tırmanıyor
Türkiye'de konut kiralarında yaşanan olağanüstü artış, barınma krizini daha da derinleştirirken, mahkeme salonlarını da doldurdu. Son beş yılda yüzde 1100’lere ulaşan kira artışları, ev sahibi ve kiracılar arasında ciddi anlaşmazlıklara yol açtı. Bu anlaşmazlıkların sonucu ise rekor sayıda “kiralananın tahliyesi” davası oldu.
Davalarda Patlama: 2020’den 2024’e Beş Kat Artış
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 2020 yılında 28 bin 430 olan tahliye davalarının sayısı, 2024 yılı sonunda 127 bin 676’ya ulaştı. 2023 yılında ise 91 bin 183 dosya açıldı. Sadece 2024 yılı içerisinde açılan dosya sayısı 69 bin 609 iken, 2023’ten devreden dosya sayısı 57 bin 7 olarak kayıtlara geçti.
Davalı sayısı ise neredeyse dosya sayısıyla yarışır düzeyde: 2024 yılı itibarıyla toplam 116 bin 334 kiracı, ev sahipleri tarafından tahliye davasıyla karşı karşıya kaldı.
Ankara, İstanbul ve İzmir’de Fahiş Kira Artışları
Barınma krizi en çok üç büyükşehirde kendini hissettirdi: İstanbul, Ankara ve İzmir.
İstanbul’da 2021 yılında ortalama 3 bin 749 TL olan kira, 2025 itibarıyla 26 bin 490 TL’ye yükselerek yüzde 606 oranında arttı. Ankara’daki artış daha da çarpıcı. 2021’de 1.933 TL olan kira bedeli, 2025’e gelindiğinde 23 bin 939 TL’ye çıkarak yüzde 1138 artış gösterdi. İzmir’de ise 2021’de ortalama 2 bin 510 TL olan kira, 2025 itibarıyla 25 bin 151 TL’ye yükseldi; bu da yüzde 902 oranında bir artışa işaret ediyor.
Kiracılar Mahkemelik, On Binler İcralık
Kira artışları karşısında ev sahiplerinin mevcut kiracıları tahliye ederek dairelerini daha yüksek fiyatla kiraya vermek istemesi, hukuk sisteminde yoğunluğa neden oldu. 2024 yılı sonunda 34 bin 366 tahliye dosyası icra takibine dönüştü. Bu dosyalarda adı geçen davalı sayısı ise 35 bin 589.
Uzmanlar, bu tablonun sadece yasal sistem üzerinde değil, toplumsal yapıda da büyük baskı oluşturduğunu belirtiyor. Ailelerin ev bulamaması, öğrencilerin barınacak yer sıkıntısı çekmesi ve dar gelirli kesimin şehirlere erişiminin zorlaşması, krizin sosyal boyutlarını da ortaya koyuyor.
Ev Sahibi – Kiracı Gerilimi Tehlikeli Boyutta
Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte, ev sahiplerinin geçim sıkıntısı nedeniyle daha yüksek kira talep ettiği, buna karşılık kiracıların da mevcut ekonomik koşullarda artışlara direnç gösterdiği görülüyor. Mahkemelerdeki yığılma, alternatif çözüm yolları ve sosyal konut politikalarının yetersizliğini de ortaya koyuyor.
Uzmanlar, kira piyasasının denetimsiz kalması durumunda sosyal gerilimlerin tırmanabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle sabit gelirlilerin barınma hakkının tehlikeye girmesi, devletin müdahalesini ve sosyal konut üretimini zorunlu kılıyor.
Sürdürülebilir Barınma Politikaları Şart
Türkiye’de kiralık konut arzı talebi karşılamazken, fiyatlardaki kontrolsüz artış ve tahliye süreçlerindeki adli yük, krizin sistemik hale geldiğini gösteriyor. Uzmanlar, sürdürülebilir kira kontrol politikalarının, kamuya ait sosyal konut projelerinin ve ev sahibi-kiracı ilişkilerini düzenleyen yeni yasal çerçevelerin hızla devreye alınması gerektiğini belirtiyor.
Yükselen enflasyon, alım gücünün düşmesi ve kira piyasasında spekülatif hareketlerin birleşimi, Türkiye'de barınma krizini artık sadece ekonomik değil, aynı zamanda hukuki ve toplumsal bir kriz haline dönüştürdü.