Bediüzzaman’a Göre Kerbela: Kaderin Hikmeti ve Manevi Saltanat
Bediüzzaman Said Nursî’ye göre Kerbela vakasının kader boyutu, Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’in manevî saltanata hazırlanış süreci ve İslam dünyasına verdiği birlik mesajı.

Bediüzzaman’a Göre Kerbela: Kaderin Hikmeti ve Manevi Saltanat
BİLGE TABİRCİ / İSTANBUL
Peygamberden Gelen Gaybî Haber
Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerinde yer verdiği üzere, Resûl-i Ekrem Efendimiz Hz. Muhammed, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edileceğini Ümmü Seleme gibi sahabelere önceden haber vermiştir. Bu rivayetler, Hazreti Hüseyin’in kaderinin Peygamber tarafından bildirildiğini ve yaşanan facianın tesadüf olmadığını ortaya koyar.
Ümmü Seleme’nin, daha diğerlerin rivayet-i sahihiyle haber vermiş ki, Hazret-i Hüseyin, Taff, yani Kerbelâ’da katledilecektir. (El-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:188)
Elli sene sonra, aynı vak’a-i ciğersûz vukua gelip o ihbar-ı gaybîyi tasdik etmiş.
Hem mükerreren ihbar etmiş ki: “Benim Âl-i Beytim, benden sonra, katle ve belâya ve nefye maruz kalacaklar.” (İbni Mâce, Fiten: 34.) Ve bir derece izah etmiş, aynen öyle çıkmıştır.
Mektûbât, On Dokuzuncu Mektub, s. 170
Kerbela’da İlahi Hikmet
Bediüzzaman Said Nursî, Kerbela vakasını kader penceresinden değerlendirirken dikkat çekici bir tespitte bulunur: Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in nesilleri, manevî bir saltanata namzet oldukları için, dünya saltanatına yönelmeleri engellenmiş ve adeta dünya sevgisinden uzaklaştırılmıştır. Böylece onların kalpleri ebedî ve manevi bir saltanata hazırlanmıştır. Bediüzzaman, bunun İlahi bir tedbir olduğunu vurgular ve Kerbela’daki zulmün, uhrevi makam açısından çok yüksek sonuçlara vesile olduğunu belirtir.
Siyasi ve Sosyal Dinamikler
Bediüzzaman’a göre Hz. Hüseyin’in maruz kaldığı bu zulmün, dönemin Emevî siyasetinin üç temel düsturundan kaynaklandığını ifade eder. Bunlar, kamu düzeninin sağlanması için bireylerin feda edilmesini meşru gören anlayış, Arap milliyetçiliğine dayanan ayrımcı yönetim ve Haşimoğulları’na yönelik tarihsel rekabettir. Ayrıca Hz. Hüseyin’in ordusuna katılan farklı kavimlerin de bu gerilimi artırdığına işaret eder.
Ruhani Saltanatın Kapısı
Bediüzzaman, Hz. Hüseyin’in şehadetini zahiren büyük bir acı olarak görse de, bu fedakârlığın manevî kazancının çok büyük olduğunu vurgular. Kerbela’da şehit edilenlerin Allah katındaki makamlarının çok yüksek olduğunu ve o mertebeye başka türlü ulaşılamayacağını ifade eder. Tıpkı bir askerin kısa bir işkenceyle şehit olup büyük bir rütbeye erişmesi gibi, Hz. Hüseyin ve yakınlarının da bu şekilde yüce bir manevi makama ulaştığını dile getirir.
Birlik ve İtidal Mesajı
Son olarak Said Nursî, Kerbela hadisesinin bugün Müslümanlar arasında bir ayrışma vesilesi yapılmaması gerektiği uyarısında bulunur. Ehl-i sünnet ve Alevi topluluklarına seslenerek, küçük ihtilafların büyütülmemesi, tefrikanın ortadan kaldırılması ve ortak değerlere sahip çıkılması gerektiğini vurgular. Ona göre Müslümanların arasındaki birlik, modern dünyada dini ve manevi değerlerin ayakta kalması için vazgeçilmezdir.
Etiketler:
#Bediüzzaman #Kerbela #HzHüseyin #Kader #Ehl-iBeyt #İslam