Fransa, İtalya ve İspanya kökenli yeni papa, Latin Amerika deneyimi ve reformcu tutumuyla dikkat çekiyor

Katolik Kilisesi tarihinde bir ilk yaşandı. 8 Mayıs 2025'te seçilen Robert Francis Prevost, ABD'den seçilen ilk papa oldu. Yeni papa 14. Leo ismiyle görevine başladı ve reformcu kimliğiyle dikkat çekiyor.

Fransa, İtalya ve İspanya kökenli yeni papa, Latin Amerika deneyimi ve reformcu tutumuyla dikkat çekiyor

Katolik Kilisesi'nde Bir İlk: Papa 14. Leo, ABD’li Robert Francis Prevost Kimdir?

Fransa, İtalya ve İspanya kökenli yeni papa, Latin Amerika deneyimi ve reformcu tutumuyla dikkat çekiyor

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Katolik dünyasında tarihi değişim: İlk Amerikalı papa göreve başladı
8 Mayıs 2025'te yapılan konklav seçiminde 267. papa olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Katolik Kilisesi tarihine adını ABD’den gelen ilk ruhani lider olarak yazdırdı. Papalık ismi olarak 14. Leo’yu seçen Prevost, sadece jeopolitik bir sınırı değil, Katolik ruhban geleneğindeki kalıpları da aşmış oldu.

Kökenleri üç kıtaya uzanıyor, misyonu küresel
1955 yılında ABD'nin Chicago kentinde dünyaya gelen Prevost’un ailesi, Fransa, İtalya ve İspanya kökenli. Pensilvanya’daki Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi aldıktan sonra ilahiyat eğitimini tamamladı ve Roma’da Kilise Hukuku eğitimi aldı. Aziz Augustinus tarikatına bağlı olan Prevost, tarikatın tarihindeki ilk papa oldu.

Peru’daki yıllar, yükselen kariyerin anahtarı oldu
1985’ten itibaren Peru’da misyonerlik yapan Prevost, bu ülkede başpiskoposluk görevi üstlendi ve 2015’te vatandaşlık aldı. Papa Francesco tarafından önce Chiclayo Piskoposu, ardından 2023 yılında kardinal olarak atandı. Aynı yıl, Vatikan’daki piskopos adaylarını inceleyen ofisin başına geçti. Latin Amerika’daki pastoral deneyimi, onu küresel kilise için güçlü bir aday haline getirdi.

Papa Leo’nun ismi tesadüf değil
Prevost’un seçtiği “14. Leo” ismi, kilisenin modern sosyal doktrinini başlatan 13. Leo’ya bir saygı duruşu niteliğinde. Vatikan Basın Sözcüsü Matteo Bruni, bu tercihi “yapay zekâ çağında, insana dair bir rehberlik çağrısı” olarak nitelendirdi.

Tartışmalar, reformlar ve dönüm noktaları
Peru’da başpiskoposluğu döneminde cinsel istismar skandallarına müdahalesi konusunda eleştiriler alan Prevost, bu süreçte soruşturma yönetimi nedeniyle gündeme geldi. Ancak Vatikan yönetimi, bu eleştirilerin örtbasla ilişkili olmadığını açıkladı.

Papa Francesco’nun ardından yapılan seçimde, reformcular ile muhafazakârlar arasındaki dengeyi sağlayacak bir figür arayışı ön plandaydı. Prevost bu noktada “merkezde duran” bir seçenek olarak öne çıktı. Özellikle kadınların Vatikan'da yönetim görevlerine getirilmesi, göçmen ve yoksul politikaları gibi başlıklarda Francesco çizgisinin devamcısı olarak görülüyor.

Yeni papa, diyalog ve barış vurgusu yaptı
Papa Leo, San Pietro Meydanı’ndaki ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” sözleriyle başladı ve selefi Francesco’ya teşekkür etti. İtalyanca başladığı konuşmasında İspanyolca cümlelerle Latin Amerika'ya selam gönderdi. Vatikan'ın resmi yayın organlarına verdiği röportajda da “göçmenlere ve yoksullara yaklaşımı sürdüreceğini” dile getirdi.

Kardinal seçimleri ve Vatikan’ın yönü
Prevost’un seçildiği konklav, tarihteki en çeşitli kardinaller topluluğuyla gerçekleşti. Haiti, Myanmar ve Güney Sudan gibi ülkelerden ilk kez katılımın olduğu seçimde, 133 kardinal oy kullandı. Prevost’un üçte ikilik çoğunluğu sağlaması, geniş kabul gördüğünü gösteriyor.

Yeni dönemin parolası: Umut ve birlik
Papa Leo’nun görev dönemi, Katolik Kilisesi’nin içeride şeffaflık ve reform, dışarıda ise barış ve adalet söylemiyle sınandığı bir süreç olacak. Reformların devamı, çevreye duyarlılık, ekonomik düzenleme ve birliktelik gibi başlıklarda nasıl bir liderlik göstereceği şimdiden küresel kamuoyunun odağında.

www.yerelgundem.com