Yaşasın yeni kral mı, demokrasi mi?
Kılıçdaroğlu rakibi Özgür Özel’e ikinci turda yenildi
Yaşasın yeni kral mı, demokrasi mi?
Eylül Ophelia AKKAYA YAZDI
Cumartesi akşamı gerçekleşen kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu rakibi Özgür Özel’e ikinci turda yenilerek CHP genel başkanlığını devretti. Özel yaptığı ilk açıklamada yerel seçimler için seferberlik ilan ettiğini açıkladı ve kırgınlık olmamasını temenni etti.
Kurultayın önemi ise aslında 2023 seçimlerindeki başarısızlığın CHP seçmeninde yarattığı hayal kırıklığının bir sonucudur. “Zaten CHP’de bir değişiklik olmuyor, bunca şeye rağmen Türkiye’de de değişiklik olmuyor.” düşüncesiyle seçmenin sandığa küstüğü anketlerce kanıtlanmıştı. Ancak Özel’in kendi ifadesiyle ‘demokratik yollarla’ bir değişimi bir kez başarmak devamının gelmesi için güzel bir başlangıçtır.
Şimdi asıl soru Parti’ye küsen CHP’liler için bu hamlenin ne kadar etkili olacağı. Bir diğer tartışma konusu ise İmamoğlu’nun 2028 seçimlerindeki adaylığının bu gelişme sayesinde önünün açıldığı yönünde. Elbette bunlar kulis dedikoduları ve henüz asıllarını anlayabilmek için çok erken. Özellikle bahsettiğimiz parti CHP ise maazallah sandıkta oy vermeye giderken adayınızı pusulada ilk kez görme ihtimaliniz bile var. Dileriz aynı hataları yapmazlar...
Aynı şekilde sağ partilerle kurulan ilişkiler CHP’li seçmenin varlığını hiç olmadığı kadar yıprattı. Şunu artık herkesin kafasına sokması gerektiğini düşünüyorum: Bir orta yol bulmak demek birbirimize benzemek demek değildir, birbirimize yalandan sevimli gözükmeye çalışmak değildir. Aksine farklılıklarla bir arada var olmaktır. O insanı öyle kabul edip hayat tarzını görmemektir. Bu benim seçim süreci boyunca canımı sıkan yegane şeydi. CHP hakkındaki tabuları kıralım derken CHP’yi kırıp geçen bir politika uygulandı. Elbette CHP’ye oy veren pek çok kişi dini ibadetlerini yerine getiriyor veya bir dine mensup değil bunu sorgulamak kimsenin haddine değil. Bunu kanıtlamaya çalışmak da bir partinin sorumluluğu kesinlikle değil.
Bakınız, bizler kader ve kültür birliği olan aynı dili konuşan, aynı ülkenin vatandaşlarıyız. Aynı sorunları her kesim farklı yönüyle tecrübeliyor. Artık bazı şeyleri kültürel bazda kendi içimizde çözmenin vakti geldi de geçiyor. Bir istismarın olmadığı ve kişinin hür iradesiyle gerçekteştirdiği şeylere karşı yorum yapmayı bırakmalıyız mesela. Birinin yaşam tarzı sadece o kişiyi alakadar eder, bana ne demeyi ben de dahil olmak üzere topluca öğrenmemiz gerek.
Eğer CHP kendi seçmeninin oyunu tekrar istiyorsa samimi bir şekilde kendini muhafazakar kesime sevimli göstereceğim diye muhafazakarlaşmak ve muhafazakar söylemler kullanmak yerine kendi değerleriyle ancak müdahalecilikten uzak bir tutumla ve sosyal demokrat çizgisiyle kendini yeniden beyan etmelidir. Aksi takdirde Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olan nurtopu gibi bir CHP parlamentoda olacaktır.
Eylül Ophelia AKKAYA / BAŞKENT