Yargı Reformu ile Ekonomik Hedef: Kişi Başı 50 Bin Dolar Gelir
“Türkiye’nin Potansiyeli 50 Bin Dolar”
Editor1
Yargı Reformu ile Ekonomik Hedef: Kişi Başı 50 Bin Dolar Gelir
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, Türkiye’nin ekonomik büyümesi için yargı reformunun zorunlu olduğunu vurguladı. "A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu" başlıklı programla hukuk ve iş dünyasını bir araya getiren Gün, “Yargı reformu ile milli gelir 50 bin dolara çıkar” diyerek, Türkiye’nin ekonomik potansiyelinin ancak etkin bir yargı sistemiyle ortaya çıkabileceğini ifade etti.
“Sürdürülebilir Büyüme İçin Daha İyi Yargı” Malatya’da Tartışıldı
Daha İyi Yargı Derneği’nin düzenlediği “Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları”nın 19’uncusu, 24 Ekim 2024 tarihinde Malatya’da gerçekleştirildi. "Sürdürülebilir Büyüme İçin Daha İyi Yargı" başlıklı etkinliğin açılışında, Malatya iş dünyasının önde gelen temsilcileri yer aldı. Fırat Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan ve Malatya Barosu Başkanı Av. Onur Demez’in katılımıyla başlayan etkinlikte, Türkiye ekonomisinin sorunları ve yargının bu sorunlardaki rolü tartışıldı.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, ekonomik istikrarın sağlanmasında yargının rolünün altını çizdi.
“Türkiye’nin Potansiyeli 50 Bin Dolar”
Mehmet Gün, yargı sisteminin işleyişindeki aksaklıkların, Türkiye’nin ekonomik büyüme potansiyelini sınırladığını belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine değinen Gün, “KOBİ’ler, ülke ekonomisinin yüzde 99,8’ini oluşturuyor ancak kişi başına ürettikleri katma değer, büyük işletmelerin gerisinde kalıyor” dedi. Gün’e göre, eğer yargı görevini tam olarak yapabilse ve işletmelerin doğal gelişimlerini desteklese, Türkiye’nin yıllık toplam katma değeri 9,9 trilyon lira yerine 41 trilyon lirayı bulabilirdi. Bu durumda, kişi başı milli gelirin 50 bin dolara ulaşması mümkün olacaktı.
KOBİ’lerin ve Büyük İşletmelerin Karşılaştığı Engeller
Türkiye’deki ticari girişimlerin büyük bir kısmını oluşturan KOBİ’lerin, kişi başına katma değer üretiminde zayıf kaldığını belirten Gün, büyük işletmelerin ise potansiyellerini tam anlamıyla kullanamadığını söyledi. Türkiye’de 3 milyon 723 bin 681 ticari girişim bulunurken, bunların yüzde 99,8’inin KOBİ’lerden oluştuğunu ifade etti. Büyük işletmelerde üretilen kişi başına katma değer, KOBİ’lere kıyasla iki buçuk kat daha fazla. İstanbul Sanayi Odası’nın listesine göre ilk binde yer alan büyük işletmeler kişi başına 100 bin dolar katma değer üretirken, diğer büyük işletmeler 22 bin dolar seviyesinde kaldı. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin katma değer üretiminde yaşadığı dengesizlikleri ve yargı sisteminin bu dengesizlikler üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.
Yargı Reformunun Ekonomik Katkısı
Mehmet Gün, yargının işletmelerin gelişmesine engel olan zimmet, emniyeti suistimal ve sır ifşası gibi suçlarla yeterince mücadele edemediğini, uzun süren yargı süreçlerinin cezasızlığa neden olduğunu ifade etti. Bu durumun, girişimlerin profesyonelleşememesine ve ortaklık kuramamasına yol açtığını belirten Gün, yargı reformu ile bu sorunların aşılabileceğini söyledi. “Yargı, uyuşmazlıkları hızlı ve etkili bir şekilde çözmeli, böylece işletmeler güven içinde büyüyebilir” dedi.
Gün’e göre, yargının hızlı ve etkin kararlar alması, işletmelerin büyümesini destekleyecek ve ekonomik istikrarı sağlayacak. Bu sayede, işletmeler bir araya gelip ortaklıklar kurabilecek, daha büyük projelere imza atabilecek ve Türkiye ekonomisi güçlenecek.
Yargı Sistemi İş Yükü Altında Eziliyor
Türkiye’de her yıl açılan dava sayısının 12 milyonu bulduğunu ve bu davaların yargı sistemini zorladığını ifade eden Gün, iş yükünün hâkim ve savcılar arasında adil dağıtılmadığını belirtti. Türkiye’deki iş yükünün büyük bir kısmının, hâkim ve savcıların omuzlarında olduğuna dikkat çeken Gün, avukatların daha aktif bir rol alması gerektiğini söyledi. Yargının etkinliğini artırmak için hâkim ve savcıların en yetkinlerinden seçilmesi ve süreçlerin hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
“Yargı Reformu Ekonomik Kalkınmayı Destekleyecek”
Gün, yargı sistemindeki reformların yalnızca hukuki düzeni değil, ekonomik büyümeyi de doğrudan etkileyeceğini belirtti. İş dünyasının bu reformlardan en büyük faydayı sağlayacak kesim olduğunu ifade eden Gün, “İş dünyası bu sürece dahil olmalı ve reformları desteklemelidir” dedi. Yargının etkin işleyişi sayesinde, yatırımcıların Türkiye’ye olan güveninin artacağını ve bunun da uzun vadede ekonomik kalkınmaya büyük katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.
Mahkemelerin Yeniden Yapılandırılması Önerisi
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı, mahkemelerin sayısını artırmak yerine, kalkınma bölgeleri bazında optimum yapılandırmanın gerekliliğini vurguladı. Uzmanlık alanlarının belirli merkezlerde yoğunlaştırılması, ancak halkın kolay erişimini sağlamak için hizmetin yerelleştirilmesi gerektiğini söyledi. Böylece, hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye’nin sıralamasının yükseleceğini ve girişimlerin doğal gelişimlerine uygun olarak büyüyeceğini belirtti.
Sonuç: Yargı Reformu ile Ekonomik Hedefler Gerçekleşebilir
Mehmet Gün’ün açıklamaları, Türkiye’deki yargı sisteminin ekonomik büyümenin önündeki engellerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Yargı reformunun gerçekleştirilmesi durumunda, Türkiye’nin kişi başı milli gelir hedefinin 50 bin dolara ulaşabileceği belirtiliyor. Bu reform, sadece hukuki düzenin iyileştirilmesi için değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın sağlanması ve gelir dağılımının adil bir şekilde düzenlenmesi için de büyük önem taşıyor.
Gün’e göre, Türkiye’nin potansiyeli, mevcut ekonomik göstergelerin çok üzerinde ve bu potansiyelin ortaya çıkarılması için adalet sisteminin daha etkin hale getirilmesi şart. Yargı reformu, sadece hukuki değil, toplumsal ve ekonomik bir dönüşümün de anahtarı olarak görülüyor. İş dünyasının bu süreçte aktif bir rol oynaması gerektiğini belirten Gün, ekonomik büyümenin hukukun üstünlüğü ile doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. Bu nedenle, yargı reformu, Türkiye’nin geleceği için bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.
