Vize Serbestisi Kararı Türkiye’yi Nasıl Bir Güvenlik Tehdidiyle Karşı Karşıya Bırakıyor?
Vize Serbestisi: Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Vize Serbestisi Kararı Türkiye’yi Nasıl Bir Güvenlik Tehdidiyle Karşı Karşıya Bırakıyor?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Barçın Yinanç’ın T24 için kaleme aldığı analizde, AK Parti hükümetinin Irak vatandaşlarına yönelik vize serbestisi kararının ardında yatan riskler ve bu kararın Türkiye’ye olası etkileri mercek altına alınıyor. Yinanç, vizelerin kaldırılmasını diplomatik bir “havuç” olarak nitelendirirken, bu kolaylığın Türkiye için ciddi güvenlik riskleri doğurabileceğine dikkat çekiyor.
Vize Serbestisi: Diplomatik Havuç mu, Güvenlik Riski mi?
29 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan karar doğrultusunda, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşlarına Türkiye’ye yapacakları turistik seyahatlerde vize serbestisi sağlandı. Dışişleri kaynakları, bu kararın asıl risk grubuna odaklanmak amacıyla alındığını belirtse de Yinanç, bu açıklamanın inandırıcı olmadığını savunuyor. Irak’tan Türkiye’ye yönelik yoğun seyahat talepleri, özellikle sağlık hizmetlerine erişim için Türkiye’ye gelen Iraklıların sayısındaki artışa bağlanıyor.
Ancak Yinanç, Irak’ın mevcut durumunu göz önünde bulundurarak bu vize serbestisinin ciddi güvenlik risklerini de beraberinde getirdiğini vurguluyor. Irak, devletin kurumsal yapısının çöktüğü, yolsuzluğun yaygın olduğu bir ülke. Bu koşullar altında sahte belgelerin kolaylıkla temin edilebileceği endişesini dile getiren Yinanç, vize serbestisinin IŞİD mensupları gibi terörist grupların Türkiye’ye girişini kolaylaştırabileceğine dikkat çekiyor.
Irak’taki Güvenlik Durumu ve Türkiye İçin Potansiyel Tehditler
Son dönemde IŞİD’in hem Suriye hem de Irak’ta yeniden güçlendiğine dair haberler gelmeye başladı. Yinanç, ABD’nin Irak’tan asker çekme sürecinin hızlandığını ve IŞİD’in bu durumdan faydalanmak için fırsat kolladığını belirtiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin vize serbestisi kararıyla güvenlik risklerini artırdığına işaret ediyor. Yinanç, bu kararı “AK Parti iktidarının başlattığı ve Türkiye’yi ciddi bir güvenlik riskine maruz bırakan bir süreç” olarak nitelendiriyor.
Vize Serbestisi Kararının Diplomatik Arka Planı
Yinanç, vize serbestisinin ardında yatan diplomatik gerekçeleri de sorguluyor. Irak’ın uzun süredir Türkiye’den vize muafiyeti talep ettiğini hatırlatan Yinanç, gazeteci Murat Yetkin’in bu tavizin, Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığının yasal statü kazanması karşılığında verildiğine dair iddialarını hatırlatıyor. Yinanç’a göre, vize serbestisi kararı, Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığını sürdürme çabalarının bir parçası olabilir.
Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in Ankara ziyaretinde duyurulan vize serbestisi, güvenlik iş birliği mutabakatının ardından geldi. Bu durum, Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığını sürdürme konusunda Bağdat’tan aldığı bir tavizin sonucu olarak görülüyor. Ancak Yinanç, bu tavizin güvenlik risklerini artırarak Türkiye’yi zor durumda bırakabileceğini öne sürüyor.
Güvenlik İş Birliği Anlaşmasının Zorlukları ve Soru İşaretleri
Türkiye’nin Irak’taki askeri varlığı, özellikle İran gibi bölgesel rakipler tarafından tepkiyle karşılanıyor. Yinanç, İran’ın bu duruma karşı atabileceği adımların yeterince hesaba katılmadığını ve Türkiye’nin güvenlik iş birliği anlaşmasının zorluklarının göz ardı edildiğini belirtiyor. Kerkük semalarında bir Türk SİHA’sının düşürülmesi, bu güvenlik iş birliğinin sanıldığı kadar kolay işlemediğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Vize Serbestisi: Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Yinanç, vize serbestisi kararının Türkiye için potansiyel tehlikeler barındırdığını vurgularken, bu kararın Batı’dan vize almakta zorlanan Türk vatandaşlarının işini daha da zorlaştırabileceğini belirtiyor. AK Parti’nin diplomatik havuç olarak kullandığı bu vize serbestisinin, Türkiye’nin güvenliği üzerinde ciddi bir tehdit oluşturabileceğini ve bu kararın aceleci bir şekilde alındığını savunuyor.
Sonuç olarak, Barçın Yinanç’ın analizi, AK Parti’nin Irak vatandaşlarına yönelik vize serbestisi kararının arkasındaki riskleri ve bu kararın Türkiye’ye olası etkilerini gözler önüne seriyor. Yinanç, bu kararın hem güvenlik hem de diplomatik açıdan dikkatle ele alınması gerektiğini vurguluyor. Türkiye, bu süreçte daha dikkatli adımlar atmadığı takdirde, ciddi güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalabilir.
What's Your Reaction?