Türkiye'de Osman Kavala ve Elif ve Ayşe'nin Adaletin Bekleyişi: 2 Bin 538 Günlük Trajedi

Adalet, Gözyaşıyla Sağlanamaz

Oct 12, 2024 - 15:12
 0
Türkiye'de Osman Kavala ve Elif ve Ayşe'nin Adaletin Bekleyişi: 2 Bin 538 Günlük Trajedi

YUSUF İNAN YAZDI...

Türkiye'de Osman Kavala ve Elif ve Ayşe'nin Adaletin Bekleyişi: 2 Bin 538 Günlük Trajedi

Osman Kavala, Türkiye’nin en tartışmalı davalarından birinde, 2 bin 538 gündür cezaevinde. Kavala, Gezi Parkı olaylarıyla ilişkilendirilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve 18 Ekim 2017'den bu yana tutuklu bulunuyor. Bu süre, yalnızca Kavala’nın özgürlüğünden mahrum bırakıldığı bir süreç değil; aynı zamanda Türkiye’nin hukuk sistemi ve adalet anlayışı üzerine derin soruların yükseldiği bir dönem.

Kavala’nın gözaltına alınma gerekçesi başlarda belirsizdi. "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamalarıyla tutuklandı. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2019’da Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiği yönünde karar verdi. Türkiye’nin bu kararı uygulamaması, uluslararası hukuk normlarına karşı derin bir ihlal olarak kabul edildi.

Beraat ve Yeniden Tutuklama: Adaletin Çarkları Dönmüyor

Kavala, 2020'de Gezi davasında beraat etmesine rağmen, aynı gün darbe suçlamasıyla yeniden gözaltına alındı. Ardından, "siyasal ve askeri casusluk" suçlamasıyla tekrar tutuklandı. Kavala’ya karşı yürütülen bu süreç, sadece bir kişiyi değil, Türkiye’de adaletin nasıl işlediğini tüm dünyaya sorgulatan bir olay haline geldi.

Bu süreçte, Kavala’nın hak ihlali iddiaları Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi. Ancak, uluslararası camia ve Avrupa Konseyi, Türkiye’ye karşı "ihlal prosedürü" başlatarak, Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğini defalarca hatırlattı. Erdoğan ise bu çağrılara "Bizi ilgilendirmiyor" diyerek yanıt verdi. Bu, Türkiye’nin uluslararası hukuka karşı aldığı tavrı açıkça ortaya koyan bir ifadeydi.

Elif ve Ayşe: Bir Diğer Mağduriyet

Osman Kavala’nın adalet bekleyişi sürerken, Ukrayna’da bir başka trajedi yaşanıyor: Elif ve Ayşe bebekler, 2 bin 285 gündür babalarından ayrı bir şekilde savaşın ortasında yaşıyorlar. Elif, şu anda 8,5 yaşında, Ayşe ise 7,5 yaşında. Babalarından 1,5 yaşında ayrılan bu iki çocuğun hikayesi, Türkiye’de adaletin sadece mahkeme salonlarında değil, insan hayatlarının en savunmasız köşelerinde de sağlanmadığını gösteriyor.

Osman Kavala’ya uygulanan hukuk tanımazlık, Elif ve Ayşe bebeklerin babalarından ayrı bırakılmasına benzer şekilde, Türkiye’de adaletin nasıl göz ardı edildiğinin bir diğer çarpıcı örneği. Türkiye’de adalet mekanizması, sadece siyasi davalarda değil, sıradan vatandaşların hak arayışlarında da büyük bir çöküş yaşıyor. Bu durum, toplumun her kesimini etkilerken, devletin en savunmasız bireylerine sahip çıkma sorumluluğunu da sorguluyor.

Adaletin Yoksunluğu: Devletin Kayıp Yolu

Bugün Türkiye’de adaletin sağlanmadığı her mağduriyet, aslında ülkenin geleceğini karanlık bir yola sürüklüyor. Osman Kavala, Elif ve Ayşe’nin trajedisi, sadece bireysel birer hikaye değil; adaletin devlet politikalarıyla nasıl erozyona uğradığını gösteren birer örnek.

Devletin, vatandaşlarına karşı adaleti sağlamadığında yaşanacak sonuçlar kaçınılmazdır. Bugün Elif ve Ayşe bebeklerin babasız kalmasına ses çıkarmayanlar, yarın benzer mağduriyetler karşısında toplumun da kendilerine sahip çıkmayacağını bilmelidir. Adalet sadece mahkeme kararlarında değil, devletin tüm organlarında sağlanmalı; aksi halde bu ülke adaletsizlik bataklığına saplanacaktır.

Osman Kavala, sadece bir insan hakları savunucusu değil, Türkiye’nin adalet sistemindeki çöküşün sembolüdür. Elif ve Ayşe ise, bu sistemin kurbanı olan bir sonraki nesildir. Eğer adalet bugün sağlanmazsa, gelecekte bu topraklarda yaşanacak trajediler daha da derinleşecektir.

Adalet, Gözyaşıyla Sağlanamaz

Osman Kavala 2 bin 538 gündür hapiste, Elif ve Ayşe bebekler 2 bin 285 gündür babalarından ayrı yaşıyor. Türkiye’de adaletin sağlanması, sadece hukuki bir mesele değil, toplumsal bir sorumluluktur. Devletin, bireylerin haklarına sahip çıkması, toplumun geleceğini güvence altına almak anlamına gelir. Eğer adalet bugünden sağlanmazsa, yarın bu ülkede adaleti arayan kimse kalmayacak.

Sonuç olarak, Osman Kavala'nın özgürlüğü, Elif ve Ayşe’nin babalarına kavuşması, Türkiye'nin adalete dönmesi için sadece bir adım. Bu adım atılmadıkça, Türkiye'de adalet bekleyenlerin sayısı her geçen gün artacak ve ülke, adaletsizliğin pençesinde daha da derin yaralar alacak.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail: [email protected]

What's Your Reaction?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow