Türkiye, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarından Gelen Tehlikeyle Karşı Karşıya

Türk iş insanları Ahıska ve Çeçen Çetelerinin Baskısı Altında

Türkiye, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklarından Gelen Tehlikeyle Karşı Karşıya

YUSUF İNAN YAZDI...

Yurtdışı Türkler: Avantaj mı, Tehlike mi?

Türkiye, tarih boyunca dışarıdaki Türk topluluklarıyla derin bağlar kurmuş, onları hem bir güç hem de bir fırsat olarak görmüştür. Ancak günümüz koşullarında, yurtdışında yaşayan Türkler ve Akraba Topluluklar, ne yazık ki ülkemiz için hem büyük bir avantaj hem de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, özellikle son yıllarda daha belirgin hale geldi. Türkiye'nin hem iç hem de dış zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, yurtdışı Türk topluluklarının yaşadığı sorunlar, ülkemiz için bir handikap haline geliyor.

Yurtdışı Türkler, uzun yıllar boyunca Türkiye'nin uluslararası arenada gücünü ve etkisini artırmak için bir koz olarak kullanıldı. Ancak, bu topluluklar içinde çıkan çeteler, son yıllarda Türkiye ve Türk iş adamları için ciddi bir tehdit haline geldi. Ukrayna örneği, bu tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor. Türk iş adamlarının Ukrayna’da maruz kaldığı baskı ve şiddet olayları, ülkemizin yurtdışındaki vatandaşlarını koruma noktasında yetersiz kaldığını gösteriyor.

Ukrayna’da faaliyet gösteren Ahıska ve Çeçen çeteleri, Türk vatandaşlarını ve iş adamlarını hedef alarak onların yatırımlarını gasp ediyor, hayatlarını zorlaştırıyor. Bu çeteler, zaman zaman MİT'in adını kullanarak, sanki Türkiye’nin resmi organlarıyla iş birliği yapıyormuş gibi davranarak insanları yanıltıyor. Bu da hem Türkiye’nin imajına zarar veriyor hem de yurtdışındaki vatandaşlarımızı zor durumda bırakıyor.

Dahası, bu çetelerin sadece yurtdışında değil, Türkiye’de de faaliyet gösterdiği görülüyor. Antalya’da yaşanan soygun olayı, bu tehlikenin boyutlarını daha da büyütüyor. Yabancı ülkelerde soygun için özel adam getiren bu gruplar, Türkiye’ye de uzanarak burada da yasa dışı faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Bu durum, Türkiye’nin hem içerde hem de dışarda çok yönlü bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), bu sorunun çözümü için önemli bir rol üstlenebilir. Başkanlık, yurtdışında yaşayan Türk topluluklarının içinden çıkan bu çetelerin faaliyetlerini incelemeli, Türkiye’ye ve Türk iş adamlarına verdikleri zararı masaya yatırmalı. Eğer bu durum kontrol altına alınmazsa, yurtdışı Türklerin Türkiye'ye fayda sağlaması beklenirken, aksine büyük zararlar verebilirler.

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Amasya’dan yaptığı uyarılar da, bu tehlikenin ciddiyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Bahçeli, Türkiye’nin hem içte hem de dışta zor günlerden geçtiğine dikkat çekerek, Suriyeli sığınmacıların ve yurtdışındaki Türk topluluklarının Türkiye için birer tehdit haline geldiğini vurguluyor. Özellikle Suriyeli sığınmacılar, Türkiye’nin S-400 savunma sistemi alımından sonra dış güçler tarafından manipüle edilebilecek bir koz haline gelmiş durumda. Türkiye, bir yandan kendi güvenliğini sağlarken, bir yandan da bu grupların ülke içinde bir tehdit unsuru olarak kullanılmasını önlemek zorunda.

Yurtdışı Türklerin ve Akraba Toplulukların Türkiye'ye verdiği zararlar göz ardı edilmemeli. Bu grupların içinden çıkan çeteler, sadece yurtdışındaki Türk iş adamlarını hedef almakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası itibarını da zedeliyor. Ukrayna ve diğer ülkelerde yaşanan taciz ve gasp olayları, Türkiye’nin yurtdışındaki vatandaşlarını daha etkin bir şekilde koruması gerektiğini gösteriyor.

Türkiye, bu süreçte hem yurtdışındaki Türk topluluklarını desteklemeli hem de içlerinden çıkan suç unsurlarına karşı daha sert önlemler almalıdır. Yurtdışı Türklerin, Türkiye için bir avantaj olması gerekirken, aksine bir tehlike haline gelmesi, ülkemizin geleceği için ciddi bir uyarıdır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bu soruna el atması ve kapsamlı bir rapor hazırlayarak gerekli adımları atması elzemdir. Türkiye, ancak bu şekilde yurtdışındaki vatandaşlarının haklarını ve güvenliğini tam anlamıyla koruyabilir.

Unutmamalıyız ki, yurtdışındaki Türk toplulukları, bizim kültürel ve tarihi mirasımızın bir parçasıdır. Ancak bu mirası koruyup, geleceğe taşıyabilmemiz için hem yurtdışındaki hem de yurtiçindeki tehdit unsurlarına karşı uyanık olmalıyız. Türkiye’nin işi gerçekten zor, ama birlik ve beraberlikle her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail: [email protected]