Türkiye için "not artırımı" sürecine girildi

İsveç'e NATO onayı etkiler mi?

Türkiye için "not artırımı" sürecine girildi

Türkiye için "not artırımı" sürecine girildi


Üç büyük kredi derecelendirme kurumunun "yatırım yapılamaz" seviyesinde tuttuğu Türkiye ekonomisinin kredi notunda düzelme beklentisi arttı. Uzmanlara göre yıl sonuna kadar not artırımı süreci başlayacak.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, 12 Ocak Cuma gecesi yaptığı açıklama ile Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirirken, kredi notunu ise "yatırım yapılabilir" seviyenin 6 kademe altına karşılık gelen "B3" seviyesinde sabit tuttu.

Bu gelişme ile birlikte Türkiye'nin uluslararası sermayeyi çekebilmek için ihtiyacı olan "not artırımı" sürecinin başladığına işaret eden uzmanlara göre, rasyonel ekonomi politikalardan taviz verilmemesi ve hukuk alanında güvenin sağlanması halinde 2024 sonuna doğru Türkiye'nin kredi notunda artış başlayacak.

"Ortodoks politikalara dönüş" vurgusu

Standard & Poor's (S&P) ve Fitch Ratings ile birlikte en büyük üç kredi derecelendirme kuruluşundan biri olan Moody's, takviminde yer almasına rağmen 16 Haziran ve 15 Aralık 2023 tarihlerinde Türkiye'nin kredi notuna ilişkin bir değerlendirmede bulunmamıştı.

12 Ocak akşamı yapılan değerlendirmede ise piyasa beklentileri ile paralel olarak, kredi notu değiştirilmese de not görünümü "durağan"dan "pozitif"e yükseltildi. Yapılan açıklamada, görünümün pozitife çevrilmesinin ana nedeni "ekonomi politikasındaki belirleyici değişiklik, özellikle de ortodoks para politikasına dönüş" olarak kaydedildi.

Türkiye'nin kredi notunu etkileyebilecek faktörlere de değinilen açıklamada, mevcut para politikası duruşunun yaklaşan yerel seçimler sonrasında da sürdürülmesi ile büyümenin yavaşlaması, enflasyonun düşmesi ve makroekonomik dengesizlerin azalmasına ilişkin kanıtlar görülmesi durumunda, ülkenin notunun yükseltilebileceği belirtildi.

Böylelikle her üç büyük kredi kuruluşu da son birkaç ayda Türkiye'ye ilişkin bakışında düzeltmeye gitmiş oldu.

S&P 30 Kasım 2023'te Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü ise "durağan"dan "pozitif"e çevirmişti. Fitch Ratings ise 9 Eylül 2023'te Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, not görünümünü iki yıl aradan sonra "negatif"ten "durağan"a çıkarmıştı.

"Altı ay içinde not artırımı olabilir"

DW Türkçe'ye konuşan SEGAM Strateji Danışmanlık Kurucusu Murat Sağman'a göre, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları 2024 sonuna kadar Türkiye'nin kredi notunda artırıma gitmeye başlayacak.

Moody's’in Türkiye'nin not görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirmesinin piyasaların beklediği bir karar olduğunu dile getiren Sağman, "Türkiye, S&P ve Fitch'e göre yatırım yapılabilir seviyenin 5 not altında bulunuyor. Moody'sde ise yatırıma 6 not uzaklıkta Türkiye. Dolayısıyla şimdi görünüm pozitif yapılınca, altı ay içinde not artırımının da önü açılmış oldu" diye konuşuyor.

Mehmet Şimşek'in başını çektiği ekonomi yönetiminin uyguladığı "ortodoks" makro ekonomi politikalarından ödün verilmezse, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun da yıl sonuna kadar Türkiye'nin kredi notunu artırma olasılığının çok yüksek olduğunu vurgulayan Murat Sağman, "Burada kredi kuruluşları 31 Mart yerel seçimlerine değil, uygulanan programdan taviz verilip verilmeyeceğine, Merkez Bankası rezervlerinin durumuna, cari açığın yönetilmesi gibi başlıklara bakıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. 

Peki yıl sonuna kadar yapılacak olası not artışları, Türkiye'nin uluslararası yatırımları çekmesinin de önünü açacak mı?

"Not artışı yatırım çekmeye yetmeyecek"

DW Türkçe'ye konuşan Ekonomist Güldem Atabay'a göre, yapılacak birkaç kademelik not artışı, Türkiye'nin yatırım çekmesine şimdilik yetmeyecek.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu artırmak konusunda "temkinli" davranıyor olsa da, "Nas'tan rasyonel politikalara geçiş"e destek verdiğini kaydeden Atabay, "Ancak 2024 sonuna doğru yapılacak bir iki kademelik not artırımları, Türkiye'nin yeniden "yatırım yapılabilir ülke" konumuna kavuşmasına yetmeyecek. Bu anlamda hala yolun daha çok başındayız" diyor.

Kredi notundaki düzelmenin uluslararası sermayeyi yeniden Türkiye'ye çekebilmesi için makro ekonomi politikalarındaki istikrar ile birlikte, hukuk sistemine olan güvenin sağlanması gerektiğinin altını çizen Güldem Atabay, "Unutmayalım ki Türkiye'nin daha önce 'yatırım yapılabilir ülke' notunu elde etmesi, AB'ye tam üyelik perspektifi ile hareket edilen yıllarda gerçekleşmişti. Şu anda adalet sistemi farklı bir yerde" diye konuşuyor.

İsveç'e NATO onayı etkiler mi?

Öte yandan finans dünyası kulislerinde Türkiye'nin kredi notunun artırılması için İsveç'in NATO'ya üyeliğine onay vermesinin de etkili olacağı konuşuluyor.

Ekonomist Atabay'a göre, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesinin kredi notu üzerinde doğrudan bir etkisi olmasa da, Batı dünyası ile ittifak içinde olan bir Türkiye imajı uluslararası sermaye açısından olumlu karşılanacak.

Özellikle ABD-Türkiye ilişkilerinin kısmen de olsa normalleşmesinin en azından kısa vadeli sermaye girişlerini artırabileceğini vurgulayan Atabay, "Batı ile Türkiye arasında bir güven tazelenmesi, öncelikle ülkeye sıcak para girişinde bir rahatlama, daha az kaygılı bir ortam yaratacaktır. Bu sayede faiz artışlarının da daha fazla işe yarayabileceğini görebiliriz" şeklinde konuşuyor.

TCMB rezervlerinde gerileme

Bu arada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinin son iki haftada 6 milyar dolar gerilemesi dikkat çekti.

TCMB verilerine göre, 5 Ocak haftasında brüt rezervler 139,6 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta rezervler 141,1 milyar dolar düzeyindeydi. Aynı dönemde net rezervler ise 34,9 milyar dolardan 32,3 milyar dolara geriledi.

Swap hariç net rezervlerde de geçen hafta gerileme yaşandı. Buna göre geçen hafta swap hariç net rezerv eksi 39,6 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler eksi 37,5 milyar dolardı.

Son iki haftadır Türkiye'ye yönelik sıcak para girişinin durduğunu ifade eden Güldem Atabay, "Not artırımları ile birlikte rezervleri yeniden artışa geçirecek, TL'nin reel değerini olumlu etkileyecek bir süreç de başlayacaktır. Ancak henüz yolun başındayız diyebiliriz" diye konuşuyor.

DW