Trump'ın Seçilmesiyle Ukrayna Savaşında Ne Değişebilir? Yeni Bir Barış Umudu mu Yoksa Belirsizlik mi?
Trump’ın Sözü: 24 Saatte Barış mı?
Trump'ın Seçilmesiyle Ukrayna Savaşında Ne Değişebilir? Yeni Bir Barış Umudu mu Yoksa Belirsizlik mi?
YEREL GÜNDEM / UKRAYNA
ABD başkanlık seçimlerinin ardından tüm dünya gibi Ukrayna da gözlerini Trump yönetimine çevirdi. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Trump'ı ilk tebrik eden liderler arasında yer aldı. Ancak geçmişten gelen bazı gerilimler, iki lider arasındaki ilişkilerin gergin bir zemine oturduğunu gösteriyor. Bu durum, Ukrayna-Rusya savaşında yeni bir sürecin başlangıcına işaret edebilir.
Trump’ın Sözü: 24 Saatte Barış mı?
Trump, kampanyası sırasında Ukrayna-Rusya savaşını 24 saat içinde bitirme vaadinde bulundu. Biden yönetiminin Ukrayna’ya sunduğu askeri desteğe şüpheyle yaklaşan Trump, ABD’nin bu kadar fazla kaynağı Ukrayna’ya aktarmasına karşı çıkıyordu. Biden’ın aksine, Trump’ın bu sözleri şimdi tüm dünya tarafından merakla takip ediliyor. Ancak, Trump’ın Ukrayna ile ilişkilerinde farklı bir yaklaşım sergileyeceği neredeyse kesin.
Seçim öncesinde, ABD Kongresi’nin Cumhuriyetçilerin kontrolünde olan Temsilciler Meclisi, Biden’ın Ukrayna’ya göndermeyi planladığı 61 milyar dolarlık askeri yardım paketini uzun süre engellemişti. Cumhuriyetçilerin bu tavrı, Trump yönetimi altında da benzer bir tutumun devam edebileceğini düşündürüyor. Bu da Kiev hükümeti açısından olası bir desteğin azalması anlamına gelebilir.
NATO ve Trump’ın Stratejik Bakışı
Biden yönetimi, NATO’nun Doğu Avrupa’da genişlemesi konusunda olumlu bir bakış açısına sahipti. Ancak Trump, NATO’nun genişlemesine karşı bir duruş sergiliyor ve Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği konusunda ihtiyatlı bir tavır izliyor. Trump’ın bu stratejisi, Ukrayna’ya verilen desteği sınırlandırabilir ve Ukrayna hükümeti tarafından tehdit olarak algılanabilir. Biden’ın politikaları savaşın iki yıl daha uzamasına neden olurken, Trump daha temkinli bir yol izlemeyi tercih edebilir.
Türkiye’nin Konumu: Denge Siyasetine Uygun Bir Dönem
Trump’ın Karadeniz bölgesinde daha pasif bir politika izlemesi, Türkiye için dengeli bir fırsat yaratabilir. Türkiye, hem Ukrayna hem de Rusya ile ilişkilerini koruyarak Karadeniz’deki barışı sağlama yolunda önemli bir aktör konumunda. Biden yönetimi altında Ukrayna ve Türkiye, Rusya’ya karşı ileri karakol olarak değerlendiriliyordu. Oysa Trump’ın daha pasif bir politika izlemesi, Türkiye’nin denge siyaseti açısından daha uygun bir zemine işaret ediyor. Bu durum, Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerine de katkı sağlayabilir.
Savaşın Geleceği: Barış Mümkün mü?
Trump’ın iktidara gelmesiyle birlikte Ukrayna savaşında bir barış ihtimali de konuşulmaya başlandı. Ancak bu süreç, ABD’deki iç politik dengeler ve Ukrayna-Rusya arasındaki çatışmaların karmaşıklığı nedeniyle zorlu bir yol olabilir. Trump’ın savaşı bitirme yönündeki kararlılığı, savaşın seyrini değiştirebilecek potansiyele sahip. ABD’nin kaynaklarının azaltılması ve NATO’nun genişlemesine karşı daha temkinli bir tutum benimsenmesi, Rusya’nın da stratejik olarak rahatlamasına yol açabilir.
Özet: Trump ile Yeni Bir Dönem Başlıyor
ABD başkanlık seçimlerini kazanan Trump’ın Ukrayna politikası, dünya sahnesinde birçok değişimi beraberinde getirebilir. Hem ABD hem de NATO’nun Ukrayna’ya olan desteğinde sınırlamalar getirme ihtimali, Ukrayna-Rusya savaşında farklı bir süreci başlatabilir. Türkiye’nin bu süreçte dengeli bir arabulucu rolünü üstlenmesi, bölgede barış umutlarını artırabilir.
Bu yeni dönem, Ukrayna, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde yeni sayfaların açılmasını sağlayabilir. Trump’ın politikaları, dünya sahnesinde barışa dair yeni bir umut yaratabilir mi, yoksa belirsizliklerle dolu bir sürecin başlangıcı mı olacak? Bu sorunun cevabını ise zaman gösterecek.
Kaynak: Deniz Berkay / Cumhuriyet