Suriye’de Zafer mi, Yeni Başlangıç mı?

Suriye’de Beşşar Esad’ın düşüşü ve Türkiye’nin HTŞ ile ilişkileri, bölgede yeni bir dönemin habercisi mi? Gelişmeleri ve Türkiye’nin rolünü analiz ediyoruz.

Suriye’de Zafer mi, Yeni Başlangıç mı?

Suriye’de Zafer mi, Yeni Başlangıç mı?

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Suriye’deki son gelişmeler, bölgede dengeleri değiştirecek nitelikte. Beşşar Esad’ın Moskova’ya kaçışı ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) ilerleyişi, uluslararası ve yerel siyasette yeni tartışmaların önünü açtı. Ancak bu gelişmelerin Türkiye için ne anlama geldiği ve sürecin nasıl şekilleneceği hala belirsiz.


Esad’ın Düşüşü ve Bölgesel Dinamikler

Beşşar Esad rejiminin çöküşüne giden süreçte, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri kayıpları ve İran’ın Hizbullah üzerindeki etkisinin azalması önemli rol oynadı. Daha önce direnç gösteren Esad rejimi, bu kez HTŞ’nin hızlı ilerleyişi karşısında direnemedi.

  • HTŞ’nin İlerleyişi: Halep’ten başlayarak Hama, Humus ve Şam’a uzanan HTŞ’nin hareketi, bölgedeki zayıflıkları ortaya koydu.
  • Uluslararası Tepkiler: Batılı ülkeler, HTŞ lideri Ahmed el-Şaraa’nın ılımlı söylemlerine dikkat çekerek, bölgedeki dönüşümün desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.

Türkiye’nin Rolü ve İlişkiler

Türkiye, HTŞ ile yıllar içinde geliştirdiği yapıcı ilişkiler sayesinde sahada önemli bir aktör haline geldi. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) HTŞ üzerindeki etkisi ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) oluşturulması, Türkiye’nin diplomatik gücünü artırdı.

  • HTŞ’nin Dönüşümü: Ahmed el-Şaraa’nın liderliğinde HTŞ, radikal kimliğinden uzaklaşarak Batı’ya sıcak mesajlar vermeye başladı. Batılı ülkelerin bu dönüşüme olumlu yaklaşımı, HTŞ’yi terör listesinden çıkarma ihtimalini gündeme getirdi.
  • Türkiye ve Batı: Türkiye’nin bölgedeki rolü, hem Batı ülkeleri hem de bölge halkları için dikkatle izleniyor. Ancak Türkiye’nin hegemonik bir söylemden kaçınması gerektiği vurgulanıyor.

İktidar ve Muhalefetin Yaklaşımları

Türkiye’de iktidar, Suriye’deki bu gelişmeleri bir zafer olarak sunarken, muhalefet cephesinde net bir politika belirlenmiş değil.

  • CHP’nin Pozisyonu: CHP, iktidarın Esad sonrası politikalarını eleştirirken, HTŞ ile ilişkiler ve yeni Suriye’nin inşasında Türkiye’nin rolü konularında belirsiz bir tutum sergiliyor.
  • Hegemonik Söylem Riski: Türkiye’nin “fetihçi” söylemleri, Arap dünyasında olumsuz algılar yaratabilir. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Arap dünyasında Türkiye’ye karşı alerji oluşmamalı” uyarısı bu bağlamda önem taşıyor.

Yeni Suriye’nin İnşası

Yeni Suriye’nin inşasında uluslararası işbirliği ve yerel halkın katılımı kilit önem taşıyor. Türkiye’nin rolü, bölge halklarıyla dayanışma ve destek üzerine şekillenirken, Batı sermayesinin de bu sürece dahil olması bekleniyor.

  • Türkiye’nin Diplomatik Dili: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın farklı söylemleri, bu süreçte dikkat çekti. Türkiye’nin diplomatik dil kullanarak, bölgedeki işbirliğini artırması gerektiği ifade ediliyor.
  • Suriye Halkının Rolü: Yeni yönetimin Suriyeliler tarafından oluşturulması ve bölgesel güçlerin bu süreci desteklemesi, kalıcı bir çözüm için temel adımlar olacak.

Sonuç ve Beklentiler

Suriye’deki gelişmeler, bölgedeki siyasi denklemi yeniden şekillendirecek gibi görünüyor. Türkiye’nin bu süreçteki dengeli ve işbirlikçi tutumu, uluslararası arenada saygınlığını artırabilir. Ancak hegemonik söylemlerden kaçınılması ve yerel halkla uyumlu bir politika izlenmesi gerektiği açık.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Taha Akyol / Karar