Suriye’de Kritik Eşik: Muhaliflerin İlerleyişi ve Bölgesel Dengeler Yeniden Şekilleniyor

Suriye’de muhaliflerin Halep ve Hama’daki hızlı ilerleyişi, Esad rejiminin zayıflamasına yol açtı. Türkiye, bu krizden etkilenirken bölgedeki dengeleri korumak için stratejik adımlar atmaya hazırlanıyor.

Suriye’de Kritik Eşik: Muhaliflerin İlerleyişi ve Bölgesel Dengeler Yeniden Şekilleniyor

Suriye’de Kritik Eşik: Muhaliflerin İlerleyişi ve Bölgesel Dengeler Yeniden Şekilleniyor

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Suriye’de yıllardır süren savaş, Halep ve Hama’da muhaliflerin hızlı ilerleyişi ve Şam’daki darbe girişimi iddialarıyla yeni bir döneme girdi. Esad rejimi, hem iç çekişmeler hem de dış baskılarla güç kaybederken, bu gelişmeler Türkiye’nin güvenlik ve dış politika stratejilerini yeniden şekillendirecek gibi görünüyor.

Muhaliflerden Büyük Kazanımlar

Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif güçler, rejimin kontrolündeki stratejik bölgelerde önemli ilerleme sağladı. Halep’in büyük bir kısmını ve Hama’nın bazı bölgelerini ele geçiren muhalifler, rejimin savunma kapasitesindeki zayıflığı gözler önüne serdi.

Hama’nın kontrol altına alınması, rejimin sahil bölgeleriyle bağlantısını koparabilir ve Esad yönetimini lojistik anlamda daha da zor durumda bırakabilir. Bu gelişme, muhaliflerin artık yalnızca savunmada kalmayıp stratejik saldırılar gerçekleştirdiğini gösteriyor.

Şam’da Darbe İddiaları

Halep ve Hama’daki ilerleyişlerin ardından Şam’da yaşanan çatışmalar, rejimin iç dinamiklerindeki kırılganlığı ortaya çıkardı. Cumhuriyet Muhafızları ile 4. Tümen arasında çıkan çatışmalar, darbe girişimi söylentilerini beraberinde getirdi.

Beşar Esad, darbe iddialarını reddederek rejimin kontrolü elinde tuttuğunu belirtti. Ancak bu tür söylentiler, rejimin hem iç güvenilirliğini hem de dış destekçileri nezdindeki itibarını sarsma potansiyeline sahip.

Türkiye’nin Stratejik Konumu

Türkiye, Suriye’deki bu gelişmelerin hem en yakın takipçisi hem de en büyük etkileneni. Türkiye’nin Suriye’deki hedefleri arasında şunlar bulunuyor:

  1. Kürt Koridorunu Engellemek: YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde bir özerk yapı oluşturmasını önlemek, Türkiye’nin birincil hedeflerinden biri.
  2. Muhalif Güçleri Desteklemek: Özellikle İdlib bölgesinde Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların ilerleyişi, Ankara’nın Suriye’deki etkisini artırabilir.
  3. Mülteci Krizini Yönetmek: Muhalif kazanımları, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşü için fırsatlar yaratabilir.

Bölgesel ve Küresel Aktörler

Suriye’deki dinamikler, sadece yerel güçleri değil, küresel ve bölgesel aktörlerin stratejilerini de etkiliyor:

  • Rusya: Halep ve Hama’da rejimi desteklemek için sınırlı hava saldırıları düzenledi. Ancak Ukrayna savaşı, Rusya’nın Suriye’ye yönelik müdahalelerini kısıtlıyor.
  • İran: Suriye’yi Lübnan’daki Hizbullah’a bağlayan bir koridor olarak gören İran, bu gelişmelerden rahatsız. Ancak Hizbullah’ın zayıflaması, İran’ın etkisini azaltabilir.
  • ABD: Kürt güçlerini desteklemeye devam eden ABD, İran’ın Suriye’deki etkisini sınırlamayı hedefliyor.
  • İsrail: İran’a bağlı milisleri hedef alan hava saldırılarıyla Tahran’ın bölgedeki etkisini kırmaya çalışıyor.

Yeni Dengeler ve Türkiye’nin Rolü

Muhalif ilerleyişi, Esad rejiminin kontrolündeki alanların daralmasına yol açarken, Türkiye için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Ankara, sınır güvenliğini sağlamak ve Kürt özerkliğini engellemek için stratejik adımlar atmak zorunda.

Suriye’deki bu kaos ortamı, siyasi çözüm için bir fırsat yaratabilir. Ancak, değişen dengeler, Türkiye’nin hem güvenlik hem de diplomasi alanında hızlı ve etkili kararlar almasını gerektiriyor.


www.yerelgundem.com