Su Savaşları Başladı: Orta Doğu’da Yeni Bir Dönemin Eşiğinde
Atlantik İttifakı ve Bölgesel Yapılandırma
Su Savaşları Başladı: Orta Doğu’da Yeni Bir Dönemin Eşiğinde
ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE
Orta Doğu, 7 Ekim 2023’te İsrail’in karşılaştığı beklenmedik saldırıların ardından, stratejik değişimlerle dolu bir sürecin içine girdi. İsrail’in tarihsel amaçlarını göz önünde bulundurursak, Arz-ı Mev’ud ideali doğrultusunda hareket eden İsrail’in su kaynakları üzerindeki planları yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor. İsrail’in su savaşlarına yönelimi, Orta Doğu’nun yeniden şekillendirilmesine yönelik daha büyük stratejik adımların habercisi olarak değerlendiriliyor.
İsrail’in Su Üzerindeki Hesapları
Tarihten günümüze kadar su kaynaklarına yönelik mücadelesiyle bilinen İsrail, 1967’deki Yom Kippur Savaşı’nda Suriye sınırları içerisindeki Golan Tepeleri’ni ele geçirerek su teminini bir nebze de olsa güvence altına aldı. Ancak bugün, gözünü Lübnan’ın güneyindeki Litani Nehri’ne ve bu nehri besleyen su havzalarına dikmiş durumda. İsrail’in Lübnan’a yönelik stratejik çıkarları, yalnızca Hizbullah ile savaşmaktan ibaret değil; asıl hedef, bölgenin su kaynaklarını kontrol altına almak.
Bölgedeki Altyapının Yok Oluşu
Son dönemde Gazze’de gerçekleştirilen ve geniş çaplı altyapı yıkımına neden olan saldırılar, bölge halkını yerinden ederken, Gazze’deki yaşamsal faaliyetlerin son bulmasına neden oldu. İsrail, Gazze’de yerel halkın varlığını ve Hamas’ın gücünü sıfırlamış durumda. Şimdi ise bu stratejik modeli Lübnan’a taşımayı hedefliyor. Güney Lübnan’daki su kaynaklarını ele geçirme yönünde atacağı adımlarla İsrail, bölgedeki egemenliğini daha da pekiştirmeyi amaçlıyor.
Atlantik İttifakı ve Bölgesel Yapılandırma
Bir yüzyıl önce Sykes-Picot Anlaşması ile Orta Doğu’yu şekillendiren güçler, bugün benzer bir yeniden yapılandırma sürecini gündeme getirebilir. ABD, İngiltere ve Fransa’nın desteğiyle, bölgeyi kontrol altına almak isteyen İsrail, BM’nin uluslararası hukuka uygun müdahale hakkını kullanarak Gazze ve Lübnan’daki su kaynakları üzerinde egemenliğini kurma amacında. Bölgedeki su kaynaklarının kontrolü, İsrail için yalnızca stratejik değil, aynı zamanda uzun vadeli bir güvenlik meselesi.
Su Savaşlarının Başlangıcı
Su savaşları, Orta Doğu’nun geleceğini şekillendirecek en önemli mücadele alanlarından biri haline geliyor. Bölgenin su kaynaklarına yönelik planlar, İsrail’in genişlemeci politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Golan Tepeleri ve Litani Nehri gibi hayati öneme sahip su kaynakları üzerindeki hak iddiaları, bölgedeki gerginliği artırırken, su savaşlarının bölgesel sınırları nasıl değiştireceği merakla bekleniyor.
Sonuç
İsrail’in Orta Doğu’daki su kaynaklarını ele geçirme stratejisi, bölgesel güvenliği tehdit eden uzun vadeli bir girişim olarak öne çıkıyor. Bu hamlelerin sonuçları, yalnızca Orta Doğu’daki halkların değil, küresel toplumun da geleceğini etkileyecek bir dönemin habercisi.
Kaynak: Prof. Dr. Ata Atun