Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş’ten 10 dakikalık duruşma sonrası açıklama: Tarihin en kısa siyasi cinayet davası olacak

Tarihin en kısa siyasi cinayet davası olacak

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş’ten 10 dakikalık duruşma sonrası açıklama: Tarihin en kısa siyasi cinayet davası olacak

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş’ten 10 dakikalık duruşma sonrası açıklama: Tarihin en kısa siyasi cinayet davası olacak

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesi ile ilgili olarak devam eden davada mütalaa açıklandı. Dava 30 Eylül'e ertelenirken Ateş'in eşi Ayşe Ateş'ten 10 dakikalık duruşma sonrası ilk açıklama geldi. Ayşe Ateş, 19 aydır bekledikleri sürecin 19 dakikada bitirmek istendiğini söyleyerek, "Eğer yargı süreci bu kadar hızlı ilerlerse şüphesiz ki Sinan Ateş suikastı davası, tarihin en kısa süren siyasi cinayet davası olarak kayıtlara geçecektir" dedi.

30 Aralık 2022'de Ankara'da uğradığı silahlı suikast sonucu hayatını kaybeden Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş Davası ile ilgili yargılama süreci devam ediyor. Cinayetle bağlantılı olarak tutuklu bulunan 12 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında savcılık, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.

İSTENEN CEZALAR AÇIKLANDI

Cinayetin tetikçileri olarak suçlanan Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında tasarlayarak kasten adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ayrıca, sanıklar Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettirme suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Savcı, sanıklar Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Emre Yüksel, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu ve Aytaç Ataç’ın iştirak halinde işlenen suça yardım eden fail olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti ve bu kişilerin tasarlayarak kasten öldürmeye yardım suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapsini talep etti.

3 SANIK İÇİN BERAAT TALEBİ

Sanık Alper Atay’ın suçluyu kayırma suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, sanıklar Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz ve Osman Bayraktar’ın ise beraatına karar verilmesini istedi.

AYŞE ATEŞ'TEN AÇIKLAMA: KARANLIK BİR GÜCE KARŞI SAVAŞIYORUZ

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, 10 dakika süren duruşmanın ardından sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, 19 aydır bekledikleri davanın 19 güne sığdırılmak istendiğini ifade etti.

Bugünkü duruşmaya 8 sekiz koruma ile birlikte gelen Ateş, davanın acele bir şekilde kapatılmak istendiğini söylerken, karanlık bir güce karşı savaştıklarını belirtti. Davanın görülme hızı ile ilgili de konuşan Ateş, "Eğer yargı süreci bu kadar hızlı ilerlerse şüphesiz ki Sinan Ateş suikastı davası, tarihin en kısa süren siyasi cinayet davası olarak kayıtlara geçecektir" ifadelerini kullandı.

Ateş, "Bu siyasi cinayet dosyasında da Ülkü Ocakları ve MHP içerisine sızmış bu karanlık güce dair aradığınız her türlü bulgu var" şeklinde konuşarak, bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini ifade etti.

Ayşe Ateş'in paylaşımı şu şekilde:

"19 ay beklediğimiz ancak 19 güne sığdırılmak istenen yargılama sürecine ilişkin basın açıklamam:

Değerli Basın Mensupları

Alelacele kapatılmak istenen bir dosya, onca delile rağmen siyasi uzantılarla aradaki bağı koparmak için mücadele veren bir yargı süreci ile karşı karşıyayız.

Malumunuz olduğu üzere bu süreçte, tek kişilik hücrelerde kalan tutuklulara 19 ay boyunca verdikleri hiçbir beyanla uyuşmayan ezberletilmiş ortak bir ifade vasıtasıyla bu siyasi cinayeti adi bir cinayet gibi göstermek için basın ve medya dahil olmak üzere bütün imkânlarını kullanan karanlık bir güce karşı savaşıyoruz.

Eğer yargı süreci bu kadar hızlı ilerlerse şüphesiz ki Sinan Ateş suikastı davası, tarihin en kısa süren siyasi cinayet davası olarak kayıtlara geçecektir.

Bu şartlar altında biz diyoruz ki

Milletimiz yanımızda olsun.

Devletimiz arkamızda dursun.

Adil yargılamanın önü açılsın.

Dosyalar birleştirilsin, bütün suçlular hâkim karşısına çıkarılsın.

Çünkü adımız gibi biliyoruz:

Bu siyasi cinayet bütün karanlık yönleriyle aydınlatılmazsa Türkiye daha büyük bir karanlığa doğru sürüklenecek.

Buradan alınan cesaret, yeni siyasi cinayetlerin kapısını aralayacak.

'TÜRK MİLLETİNİN YENİ AYŞE ATEŞLERİ OLACAK'

Türk milleti yeni Bengisularla, yeni Banuçiçeklerle tanışacak.

Türk milletinin yeni Ayşe Ateşleri olacak.

Dün dövdürülerek susturulan gazeteciler, yarın öldürülecek.

Nereden biliyorsun, diye soracak olursanız, yeni eylem planlarını sosyal medyadan çoktan duyurdular.

Bu siyasi cinayeti dile getiren gazetecileri, siyasetçileri hedef tahtasına koyup “Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız!” tehditlerini bol keseden savurmaya başladılar.

Konjonktür müsait olduğunda fiili eylem yapacağız, şeklinde paylaşımları dolaşıma soktular.

Soruyorum sizlere:

Bu yargılamadan yakayı sıyırır, paçayı kurtarırlarsa olacaklar gün gibi ortada değil mi?

Değerli Basın Mensupları

Karanlık, her gün çeşitli mecralardan el kaldırarak “Ben buradayım!”, diyor.

Bu siyasi cinayet dosyasında da Ülkü Ocakları ve MHP içerisine sızmış bu karanlık güce dair aradığınız her türlü bulgu var.

Müsaadenizle, dosyada yer alan ve geçtiğimiz günlerde yazılı ve görsel basına da yansıyan bu bulguları yeniden özetlemek istiyorum:

Bu siyasi cinayet dosyasında, karanlığın karıştığı birçok şiddet eylemine ilişkin birçok delil var.

Kişisel verilerimiz de bu karanlık gücün ayaklarının altına pas pas olmuş. Herhangi birini kafaya taktıklarında emniyet içerisindeki uzantıları vasıtasıyla dakikalar içerisinde, devlete emanet ettiğimiz bütün kişisel verilerimize ulaşabiliyorlar.

Suça karıştıklarında jandarmadaki uzantıları tarafından kollanıyorlar.

Sadece, babası Sinan’ın arkadaşı olduğu için 8 yaşındaki bir kız çocuğu hakkında bilgi toplamaktan imtina etmiyor, herhangi bir kadının kişisel verilerini emniyetin kapalı sisteminden kolaylıkla temin edebiliyorlar.

Bizler kadın cinayetlerinden bu kadar muzdaripken vatandaşımızın canının ve malının emanetçisi emniyet görevlisi ise sebebini bile sormadan elindeki bütün verileri iletiyor. Öldürecek mi, dövdürecek mi diye merak bile etmiyor.

İnsan, “Bu nasıl bir güvenlik zafiyetidir” diye sormadan edemiyor.

Görünen o ki şans eseri yaşıyoruz.

Değerli Basın Mensupları,

Daha önce de ifade ettiğim gibi:

Bu siyasi cinayet dosyası masanın üzerinde, görmesi gereken herkesin baktığı bir zarfın içinde duruyor.

Ancak zarfın üzerinde “Kayıp Mektup” yazıyor.

Bu yüzden bakan gözler göremiyor, dokunan eller tutup kaldıramıyor.

Bu vesileyle, buradan sizlerin aracılığıyla, artık adaletin tesis edilmesi gerektiğine inanan, siyasi cinayetlere “Dur!” demek isteyen bütün milletvekillerimize çağrımı yineliyorum:

Sayın vekillerim,

Bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerekliliği gün gibi ortadadır. Aziz milletimizin adalete olan güveni sarsılmış, vicdanı günden güne daha çok kanayan her bir bireyinin sizlerden beklentisi de bu hususta ortaya bir irade koymanızdır.

Çünkü Türkiye’nin adaletli ve aydınlık yarınları için bu zarf ivedi bir şekilde açılmalı, yargının üzerindeki siyasi baskı kaldırılmalı ve böylelikle, bu suça karışan her kim varsa adil bir şekilde yargılanıp kanunların öngördüğü cezayı almalıdır."