[1] Abdülkâdir Ceylan Çalışkan: 1929 yılında Emirdağ’da doğar. Aslen Musullu olup Emirdağı’na yerleşmiş bir aileye mensup olup, bunlardan Mehmed Çalışkan’ın oğludur. Bediüzzaman onun hakkında “Ceylan benim vekilimdir. Nur’a ait işleri benim hesabıma yapar” demiştir. Risale-i Nur’un neşrinde büyük hizmetleri dokunan Abdülkâdir Ceylan Çalışkan Ağustos 1963’te Bakırköy istikâmetinde meydana gelen bir trafik kazasında vefat eder. Evli olup bir kız çocuğu babasıydı.
[2] Abdülkâdir Badıllı, Bediüzzaman Said-i Nursî, Mufassal Tarihçe-i Hayatı, İttihad Yayınları, İstanbul, 1998. Shf. 2192-2193
[3] 1993 yılı ocak ayında HBB TV kanalı, Isparta şehir mezarlığında üzerinde sadece Huve’l-Bâkî yazan bir mezarı Bediüzzaman’ın mezarı diye gösterir. Bunun üzerine o dönemde RP milletvekili olan Hasan Mezarcı, mezarın Ispart’da olduğu iddiasının yalan olduğunu, kendisini hayatta olan Milli Birlik komitesi üyeleri ile olan temaslarında uçaktan denize atılmış olduğu sonucuna vardığını söyler. (Özgür Gündem Gazetesi, 11 Ocak 1993)
[4] Soner Yalçın, Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı, Efendi-2, Doğan Kitap, 2006, istanbul, Shf. 395
[5] Afyon-Dinar’da neşredilen haftalık Vatandaş gazetesinin 18 Ağustos 1960 Tarihli şöyle bir haber yer alır: Said-i Nursi’nin Gömülü Olduğu Yer Sivil Polislerin Kontrolu Altında”. Burada yer alan haberde Said-i Nursi’nin na’şının Konya İmam Hatip Okulundaki kardeşinin verdiği dilekçe ile geçen ay Urfa’dan alınarak uçakla Afyona getirildiği, halen Isparta’da şehir mezarlığında medfun olduğu, yerinin sadece yeminli bazı kimseler tarafından bilindiği ve gömülü olduğu mahallin geceleri polisin kontrolu altında olduğu kaydedilmiş. (Gazetenin Kupürü için bkz. Abdülkâdir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, Sahife. 2196)