S-400’ler - 2.5 milyarlık çöpe dönüşünce...
“S-400’leri çöpe atarsanız, belki de F-35 süreci yeniden başlayabilir!”
S-400’ler - 2.5 milyarlık çöpe dönüşünce...
Siyasetçi herhalde ona oynar. Neye? Toplumların balık hafızalı olmasına… Yani kolay unutacağı inancına…
2017… S-400’leri alıyoruz Rusya’dan… 2.5 milyar dolara, 1 milyar 125 milyar doları peşin, 1 milyar 375 milyar doları veresiye…
Amerika, NATO öte yandan uyarıyor, “bunun bedeli olur” vs diye… Ama onlara pek prim vermiyoruz. Kim korkar hain kurttan örneği. Dilimiz herkese ayar dili. Özellikle Batı dünyasına…
Bu arada Suriye’de Rus uçağını düşürmüşüz, ilişkiler gergin, Putin burnundan soluyor, bizim medyada “Putin’in gönlünün alınması lazım” diye konuşuluyor. S-400 pazarlıkları o araya sıkışıyor.
Bunun yanında Amerika ile, NATO’daki müttefiklerle ilişkiler gergin. Patriot pazarlıkları ağır aksak gidiyor.
Bir tür ayak sürüme bu. Terörle mücadelede Türkiye’nin hassasiyetleri ıskalanıyor hatta, engelleme var.
Kızgınız Amerika’ya, genelde Batı’ya… Başka dünyalara açılma söylemleri de giriyor satır aralarına… S-400 hamlesi de bunun işareti gibi algılansın istiyoruz sanki…
Hani Batı ittifakı ile Rusya – Çin dünyası arasında “sörf yapıyoruz” ve çıkarlarımızı koruyoruz değerlendirmeleri rağbet görüyor.
“Bedelleri olur” dendi, oldu “netekim.” Ortağı, tedarikçisi olduğumuz, 1.25 milyar dolar yatırdığımız, bizim için üretilen ve üzerlerine Türk bayrağı işlenen uçaklar verilmedi, projeden çıkarıldık. Tedarikçiliğimiz askıya alındı.
NATO’nun içindeydik ama… NATO’daki müttefiklerimiz bir tür örtülü ambargo uyguluyorlar, biz de fiyakamızı bozmak istemiyorduk. Bu arada Rusya - Ukrayna işi çıktı. NATO dünyası Ukrayna yanında hizalandı, biz iyi yaptık, farklı durduk, NATO dünyası da bunu yadırgamadı.
Ama ana gerginlik devam etti.
Bu arada, madem F-35’ten çıkarıldık, bari F-16’larımızı modernize edelim ve yeni nesil F-16’lar alalım dedik… NATO üyesiyiz ya… Pazarlıklar, pazarlıklar… İşler yürümüyor bir türlü. Biden ile görüşmek bile mümkün olmuyor. Başkan’dan Kongreye, Kongreden Başkana top gelip gidiyor… Biz de… Bir tür burun sürtme eylemi… Sineye çekiyoruz.
Sonra İsveç ve Finlandiya dosyası açıldı. Amerika – NATO, Rusya’yı en yukardan da kuşatmak ve bu iki Baltık ülkesini bünyesine almak istiyor. Herkes kabul etmiş, iş Türkiye’nin onayına kalmış… Oraya F-16 pazarlığını sokuyoruz. Acaba oradan F-16 işini kurtarabilir miyiz?
Pazarlık sonunda evet, oluyor istediğimiz… Ama hala Amerika tarafında bir “kerhen” havası var. Yönetim istedi, bir de Kongrenin onayı lâzım. Acaba Türkiye muhalifleri taş koyar mı?
Oralarda hâlâ soruluyor: Peki S-400’ler ne olacak?
Mesela deniyor: “S-400’leri çöpe atarsanız, belki de F-35 süreci yeniden başlayabilir!”
Ne yapsak, ne etsek S-400’leri? 2.milyar doları ne etsek?
Rusya ile ilişkileri ne etsek?
Onayladık İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini… “Biz burda oldukça….” türü sözlerin hatırlatılması, ya balık hafızaya havale ediliyor ya da oyun bozanlık olarak niteleniyor.
Yani belirsiz şu anda S-400’lerin ne olacağı… 2.5 milyar dolarlık imzalar, çok önemli değil devlet hayatında… O gün öyleydi, bugün böyle…
Acaba o gün de S-400’ler politikasının sürdürülemeyeceği hesaplanmış mıydı? Yoksa ciddi ciddi kamp değiştirme, ya da kendi kendimize kamp ekseni olma hesapları mı yapılmıştı? Ah keşke, şimdilerde “Türkiye ekseni” diye seslendirildiği gibi bu işler söyleyince olabilen şeyler oluverse…
Ama geldik dayandık ABD’nin kapısına F-16 talepleri ile… Ve hangarda bekleyen ve ne yapılacağı bilinmeyen S-400’ler ile…
…..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sisi’nin daveti ile 14 Şubat’ta (Sevgililer günü) Mısır’a gideceği açıklandı.
2019’da, İstanbul’da “Oylar Sisi’ye mi verilecek Binali Yıldırım’a mı?” sorusu sorulmuştu halka? Sisi kötülük sembolüydü. Mursi’yi devirmişti çünkü. Cumhurbaşkanı Erdoğan meydan meydan dolaşıyordu İstanbul ilçelerinde…
Bu seçimde Netanyahu Sisi’nin yerini almış gibi. “Muhalefet İsrail taraftarı” cümlesi çoktan kuruldu. “Netanyahu ile New York’ta başlayan normalleşme” ipten döndü.
Sisi ile normalleştik! Herhalde Mısırlılar diplomatik nezaket gösterip, eski söylemlerimizi yüzümüze vurmazlar. Biz de zaten sormayız böyle şeyleri politikacılarımıza…
Politikacılarımız da, uzun vadede kim öle kim kala, kimin aklına geçmişte yapıp ettiklerimizi ya da söylediklerimizi önümüze koyacak diye düşünür. Böyle yaşayıp gideriz…
….
Elhasıl…
S-400’ler için 2.5 milyar doları hatırlatmak, Amerika ile ilişkilerde alt - üstler yaşamaya takılmak, ya da Sisi için söylenenleri gündeme getirmek siyaseti anlamamaktan öte bir şey değildir. Evet öyledir!
AHMET TAŞGETİREN / KARAR
What's Your Reaction?