Ortadoğu’nun Kaderi ve İslam Dünyasının Birlik Arayışı
Birlik ve Beraberlikten Uzaklaşma
Ortadoğu’nun Kaderi ve İslam Dünyasının Birlik Arayışı
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Ortadoğu, tarih boyunca hem dini hem de siyasi anlamda büyük mücadelelere sahne olmuş bir coğrafya. Bu mücadelelerin kökeni, İslam'ın doğduğu topraklar olmasıyla yakından bağlantılıdır. Peygamber Efendimiz'in (asm) veda hutbesinde yaptığı nasihatler, bugünkü İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma adeta ışık tutmaktadır. O, Arafat'ta topladığı sahabelerine son kez seslenirken, Müslümanlar arasında fitne ve bölünmelerin tehlikesine işaret etmiş, şeytanın Müslümanlar arasına nifak sokarak aralarını açmaya çalışacağını belirtmişti.
Bu önemli uyarı, günümüzde Müslümanların neden birlik içinde olmadığının temel nedenlerine dair ipuçları sunmaktadır. "Şeytan, müminlerin, Arap yarımadasında kendisine kulluk etmelerinden ümidini kesmiştir; ancak onların aralarını açmaya çalışacaktır" hadisi, İslam dünyasındaki en büyük problemin Müslümanların kendi aralarındaki ihtilaflar olduğunu ortaya koymaktadır.
Birlik ve Beraberlikten Uzaklaşma
İslam dünyasında birlik, sadece sayısal bir kalabalıkla değil, gönül birliğiyle mümkündür. Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak, Müslümanların en güçlü bağıdır. Ancak bugün Ortadoğu’ya baktığımızda, bedensel olarak bir arada olan Müslümanların kalplerinin bir olmadığını görmekteyiz. "Benden korkun" ayetinde geçen bu ilahi emir, Allah’tan korkan ve sadece O’na kulluk eden Müslümanların başka hiç kimseden korkmayacaklarını, ancak bu ilahi bağın kaybolması durumunda bölünmelerin kaçınılmaz olduğunu ifade etmektedir.
Arafat'ta vücutları bir araya gelen Müslümanların gönüllerinin farklı yönlere çekilmesi, İslam dünyasında yaşanan bölünmenin acı bir yansımasıdır. Menfaatler, ticaret ve dünya hırsları, Müslümanların arasındaki bağı zayıflatmakta, şeytana ve onun fitne oyunlarına zemin hazırlamaktadır.
İsrail: Ortadoğu'nun Truva Atı
Ortadoğu’daki bu bölünmenin en belirgin örneklerinden biri, İsrail devletinin varlığıdır. İsrail, Ortadoğu’da adeta bir Truva atı görevi görmektedir. Kendi içinde bile vicdan sahibi Yahudilerin bile kabul edemediği bir zulmü Filistin topraklarında sürdürmekte, bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemektedir. Peygamber Efendimiz (asm), Yahudi ve Hristiyanların Arap yarımadasından çıkarılmasını vasiyet etmiştir. Bugün İsrail’in Ortadoğu’daki rolü ve Müslümanlar üzerindeki etkisi bu vasiyetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Filistin ve çevresindeki toprakların tarihsel önemi büyüktür. Peygamber Efendimiz (asm), Üsame bin Zeyd’i Filistin’den geçerek düşmanla savaşmaya göndermiş, bu toprakların stratejik önemini vurgulamıştır. Bugün İsrail’in sınırlarına çok yakın olan bu bölgede, Müslümanların birlik içinde olması gerektiği daha da belirgin hale gelmiştir.
Hadislerde Yahudilerle Mücadele
Peygamber Efendimiz’in hadislerinde, Müslümanların Yahudilerle mutlaka savaşacakları belirtilmiştir. Bu mücadele, sadece bir cephe savaşı olmayacak, dünya genelinde sürecek bir mücadele olacaktır. “Surların ardında savaşmaları” ifadesi, bu mücadelenin sadece Ortadoğu ile sınırlı kalmayıp, dünya genelinde Müslümanların karşı karşıya olduğu güçlerle devam edeceğini gösteriyor.
Birlik ve Çözüm Yolu
İslam dünyasının kurtuluşu, Müslümanların bir araya gelmesi ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmasında yatmaktadır. Bölünmeler, menfaat kavgaları ve dünya hırsları Müslümanları zayıflatmış, düşmanların fitne çıkarmasına yol açmıştır. Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri, İslam dünyasının tekrar güçlenmesi için en önemli adımdır.
Şimon Perez’in yıllar önce söylediği şu sözler, Müslümanlar için önemli bir uyarıdır: “Kuran’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.” Bu ifade, İslam’ın gerçek anlamda yaşandığı bir toplumun, düşmanları karşısında nasıl bir güç oluşturabileceğinin de işaretidir.
Sonuç olarak, Ortadoğu’nun kaderi, Müslümanların aralarındaki fitne ateşini söndürüp tekrar birlik içinde hareket etmelerine bağlıdır. Allah’tan korkan, yalnızca O’na kulluk eden ve kardeşlik bağlarını güçlendiren bir İslam dünyası, gelecekte Ortadoğu’da ve dünya genelinde barış ve adaleti sağlayacak güce sahip olacaktır.
Kaynak: Ali Sarıkaya / SaidNursi.de