Narin Güran'ın Katliamı: Türkiye'nin Yüreğini Sarsan Olay ve Teğmenlerin Yemin Krizinin Ardındaki Gerçekler

Teğmenlerin Yemin Krizi

Narin Güran'ın Katliamı: Türkiye'nin Yüreğini Sarsan Olay ve Teğmenlerin Yemin Krizinin Ardındaki Gerçekler

Narin Güran'ın Katliamı: Türkiye'nin Yüreğini Sarsan Olay ve Teğmenlerin Yemin Krizinin Ardındaki Gerçekler

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Diyarbakır’ın Tavşantepe Köyü’nde yaşanan trajik olay, sekiz yaşındaki Narin Güran’ın kaybolması ve ardından cesedinin bulunmasıyla Türkiye’nin gündemine oturdu. Okula başlaması gereken Narincik, ailesinin içinde olmaması gereken "uygunsuz" bir sürece tanıklık ettiği iddialarıyla bir dramın merkezine oturdu. Bu acı olayın yankıları hala sürerken, ailenin içindeki sırlar ve bu süreçte yaşananlar pek çok soruyu beraberinde getiriyor.

Kayıp ve Cinayet Süreci

Narin Güran’ın kaybolmasının ardından 19 gün sonra, küçük bedeninin çuval içinde bir dere yatağında bulunması Türkiye’de büyük bir infiale yol açtı. Yetkililer tarafından yapılan soruşturmalarda 24 kişi gözaltına alındı. Diyarbakır’ın muhafazakâr yapısıyla bilinen Tavşantepe Köyü, olayın ardından soruşturmanın odağına yerleşti.

Bölgeye yapılan adli ve kolluk kuvvetlerinin müdahalelerine rağmen, sürecin tam anlamıyla aydınlatılamaması ve üzerindeki gizlilik tartışmaları kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yarattı. Narin’in ailesi ve köydeki kanaat önderleri arasında yaşananların detayları, olayın kapalı kapılar ardında gelişen bir trajedi olduğunu düşündürüyor.

Muhafazakâr Kimlik ve Köy Siyaseti

Köyün muhafazakâr yapısının Hüda-Par’a yakın olduğu ve köyün Eski Refah Partisi çizgisinde olduğu sık sık dile getiriliyor. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun açıklamaları da bu siyasi bağlantıyı doğrular nitelikteydi. Narin'in kaybolduğu süreçte köydeki sessizlik ve adli işlemlerdeki yavaşlık, köy halkı ve siyasi bağlantılar arasında derin ilişkilerin varlığına işaret ediyor.

Yayın Yasakları ve Soruşturmadaki Belirsizlikler

Olayın ardından mahkemece verilen yayın yasakları, gazetecilerin köye giriş-çıkışlarının kısıtlanması ve kamuoyunun eksik bilgilendirilmesi, Narin'in kayboluş süreciyle ilgili pek çok soru işaretini beraberinde getirdi. Savcılığın başlattığı soruşturmanın yavaş ilerlemesi ve olayın üzerindeki örtbas iddiaları, Narin'in ailesi ve köy halkı üzerindeki şüpheleri derinleştiriyor.

Savcılık ve Adli Sürecin Tıkanması

Narin'in kaybolmasının ardından gözaltına alınan kişiler arasında ağabeyi ve amcası da bulunuyor. Adli tıp incelemeleri, küçük Narin’in bedeninde uzuv kaybı ve çürüme aşamasını gösteriyor. Narin’in cesedinin bulunduğu dere yatağı, daha önce arama yapılmış ancak herhangi bir iz bulunamamıştı. Bu detay, köydeki bazı kişilerin cesedin bulunmasına kadar geçen sürede suç delillerini gizlediği şüphesini doğuruyor.

Teğmenlerin Yemin Krizi

Kara Harp Okulu'ndaki mezuniyet töreninde genç teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyerek kılıçlarını çekmesi, Türkiye'de yeni bir tartışma başlattı. Tören sonrasında yaşanan kriz, iktidar ve ordu arasındaki ilişkilere dair pek çok soruyu beraberinde getiriyor. Özellikle Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in sessizliği ve ardından gelen “affını isteyecek” iddiaları, bu süreçteki yönetim zafiyetini ortaya koyuyor.

Soru İşaretleri ve Sessizlik

Sürecin en dikkat çeken yanlarından biri, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in olaylar karşısındaki sessizliği oldu. AKP içinde yaşanan bu gelişmeler, teğmenlerin yemin töreni sonrası yaşanan karmaşanın parti içindeki krizi derinleştirdiği yorumlarına neden oluyor. Bu sessizlik ve belirsizlik, Türkiye'nin siyasi atmosferine dair derin bir krizin sinyallerini veriyor.

Narin Güran'ın trajik ölümü, aile içi karanlık sırların ve muhafazakâr toplum yapısının yarattığı derin travmaları gün yüzüne çıkarıyor. Türkiye’nin dört bir yanında adalet için yükselen sesler, bu olayın aydınlatılması ve adaletin yerini bulması için çabalarını sürdürüyor.

www.yerelgundem.com