Murat Ülker Davos izlenimlerini yazdı
Çılgınlıklarla dolu bir dünyada biz ne yapacağız?
Murat Ülker Davos izlenimlerini yazdı: Çılgınlıklarla dolu bir dünyada biz ne yapacağız?
İş insanı Murat Ülker, son zamanların en önemli topluluklarından biri olan Davos Zirvesi'nin ardından dikkat çeken bir yazı paylaştı. Kendi internet sitesinde yayımlanan yazısında, zirvenin ana temasının "Güveni Yeniden İnşa Etme" olduğunu vurguladı. Bu tema etrafında dünya liderleri, ekonomistler ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin bir araya gelerek küresel meseleleri tartıştığına dikkat çekti.
İş insanı Murat Ülker, dünyanın dört bir yanından liderlerin bir araya geldiği Davos Zirvesi'nin ardından kendi internet sitesinde dikkat çeken bir yazı paylaştı. "Davos: Çılgınlıklarla Dolu Bir Dünyada Biz Ne Yapacağız?" başlıklı yazısında, zirvede ele alınan konular ve dünyanın mevcut durumuna dair önemli analizlerde bulundu.
Ülker, bu yılki zirvenin ana temasının "Güveni Yeniden İnşa Etme" olduğunu ve dünya liderlerinin, ekonomistlerin ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin bu çerçevede bir araya geldiğini belirtti. Zirvede, yapay zeka, küresel ekonomi, teknoloji ve iklim değişikliği gibi çeşitli konuların masaya yatırıldığını vurguladı.
Yazısında, Davos'un dünyadaki eşitsizlikler, popülizm ve pandeminin yarattığı güvensizlik gibi sorunlara çözüm bulma konusunda önemli bir platform olduğunu ifade eden Ülker, zirveden elde ettiği izlenimler ve çıkarımlarını paylaştı. Davos'ta yapılan tartışmaların, iş dünyasının geleceğe dair stratejilerini şekillendirmede önemli bir rol oynadığını belirtti.
Ülker, özellikle yapay zekanın iş dünyası ve toplum üzerindeki potansiyel etkilerine dikkat çekti. Yapay zekanın üretkenlik ve yeşil büyüme potansiyeliyle öne çıktığını, ancak aynı zamanda ekonomik eşitsizlikler gibi sorunlara da yol açabileceğini dile getirdi.
İŞTE ÜLKER'İN O YAZISI:
SINIFTA KALANLAR
Davos: Dünyadan Farkı Yok, Gazze’de Sınıfta Kaldı!
2022de ilk Davos izlenimlerimi sizlerle paylaşmıştım.
2023 yılında Ali Ülker Bey ve pladis CEO’muz Salman Amin Bey Davos’a katıldılar. Hem onların izlenimlerinden yararlanarak hem de konferansı online izleyen arkadaşlarımın aldığı notları onlarla tartışarak bir yazı yazmıştım.
Bu yıl Davos’un konusu “Güveni Yeniden İnşa Etme” (rebuilding trust) idi. Yani aslında odaklandığı konu bir güven krizinin olduğu idi. Yine Ali Ülker Bey ve pladis CEO’muz Salman Amin Bey Davos’a katıldılar. Sonra Ali Bey Yıldız Holding yöneticilerine çok kapsamlı, etkileyici bir “Davos İzlenimleri” sunumu yaptı, çok yararlı oldu. Konferansın önemli toplantılarını online izleyen arkadaşlarımla yine bir tartışma toplantısı düzenledim. Bu sefer farklı bir şey yapıp Le Monde’dan McKinsey’e, BBC’den The Economist’e ve Türkiye’den Davos’a katılarak yorumlarını paylaşan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ve Tanyer Sönmezer’e ait izlenimleri okuyarak; bir potpori özet yaptım ve kendi izlenimlerimi oluşturdum. Tüm kaynakları aşağıda verdim. Bugün sizle paylaşıyorum.
Davos etkili mi değil mi, dünya kamuoyunda gündem oluşturabiliyor mu, tartışmalarını bir yana bırakmak gerektiğini düşünüyorum. 54. Davos, yapay zekanın vaatleri veya dezavantajlarından küresel ekonomiyi gölgeleyen siyasi risklere kadar kurumsal dünyada konuşulan birçok konu; bir yanda umutlar, bir yanda kaygılar konuşulsa da, önemli bir platform; mesela bu yıl son iki yıldır dünyadan daha çok sayıda devlet adamı ve siyasetçi Davos’a katıldı, önemli açıklamalarda bulundu (350 hükümet lideri ve bakan ile 80 ulusal güvenlik liderinin de aralarında bulunduğu 3.000 delege).
Filistin topraklarındaki İsrail’in “orantısız” müdahalesi Ukrayna-Rusya savaşınn aksine halının altına süpürülse de, platformda konuşulanlar ve konuşulamayanlar dünya iş, devlet ve siyasi kamuoyunun trendlerini bize sunuyor ve yakından takibi hak ediyor. Ali Ülker Bey’in “izlenimlerim” toplantısında altını çizdiği üzere bize düşen Davos’u yakından izlemek ve iş stratejilerimize burada konuşulanları nasıl eklemleyeceğimizi düşünerek, tartışarak karar vermektir. Aşağıda yer verdiğim bilgileri bu bağlamda ele alırsanız çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Genel Bakış
· Davos’ta bir araya gelen 350 devlet ve hükümet başkanı ile bakanın da aralarında bulunduğu toplam 3bin katılımcının yaklaşık %28si kadındı. Bunun Davos’un 54 yıllık tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret edildi.
· IMF’nin 2024 için küresel büyüme tahmininde bir düşüş öngördüğünü hatırlatalım. Büyümenin %3 ün altına düşmesi ve beklentinin bu civarda olması dünyada fakirlik ve genç işsizliğin artacağına işaret ediyor.
· Dijital ticaret, global ticaretin %15i ve hızla büyümeye devam ediyor.
· Global ticaret büyümesi ise geçen yıl sadece %0,8 oldu, bu yıl ise daha iyimser %3,3 tahmini var lakin son jeopolitik gelişmeler nedeniyle iyimserliğimiz azalmış durumda ama her halükarda geçen seneden daha iyi olacağı düşünülüyor.
· Teknoloji sektöründe start up’ların çoğu karlı değil ve birçoğu finansman bulmakta zorlanacak. Risk sermayesi şirketleri, artık sermaye maliyetinin yüksek olduğu bir ortamda yatırımları daha iyi değerlendirmek zorunda.
· Ekonomi uzmanları ve yöneticilerin büyük çoğunluğu özel görüşmelerde 2024te ABD’de bir resesyon beklemediklerini söyledi.
· Genel olarak Kuzey Amerikalı ve Avrupalı tüketicilerin mali durumu iyi. Lüks harcamalar tüm zamanların en yüksek seviyelerinde. Ayrıca petrol zengini Basra Körfezi’nden bol miktarda sermaye geliyor ve bu varlık fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.
· Global ekonomik kriz sırasında kullanılan faiz indirimi gerekliydi ancak her zaman bu araca güvenmemek lazım. Enflasyonun düşük de olsa sürüyor olması büyümek için sağlıklı bir ortam, ama süratle yükselebilir.
· Birçok panelde fosil yakıtların kullanımının sonlandırılmasına odaklanıldı. Shell, Total ve Aramco, petrol ürünlerinde karbon salınımının azaltılmasına nasıl yardımcı olabileceklerini tartışmak üzere bir araya geldiklerini açıkladılar.
· Washington şu anda bütçesinin yüzde 18ini borç ödemesine harcıyor ve bu da harcama kesintilerini zorunlu kılabilir; Çin’de ekonomik beklentiler düşerken emlak piyasası da geriliyor. Küresel GSYİH’nın üçte birini oluşturan bu iki ekonomi bu haldedir.
· Bu yıl Endonezya’dan Hindistan’a ve Pakistan’dan Avrupa Birliği’ne, Britanya’dan Meksika’ya ve ABD’ye kadar 50 ülkede seçim var. Ama dünya hala salgının yaralarını sarabilmiş değildir.
· Tarihçi Niall Ferguson dünyanın mevcut ruh halini, 1920lerin Yaldızlı Çağı ile karşılaştırdı. Gelir eşitsizlikleri arttıkça, hem sağ hem de soldaki popülizm arttı. Pandemi birçok insanın kurumlara olan güvenini sarsmıştı ve yeni nesilde gelecek endişesi var.
Ukrayna – Filistin Savaşları, Jeopolitik
· İsrail’in Gazze’deki orantısız güç kullanımı, küresel önemi göz önüne alındığında, tartışma panellerinde veya Davos’ta planlanan kurumsal etkinliklerde şaşırtıcı derecede az gündeme geldi. Birkaç üzüntü belirtildi; Müslüman Orta Doğu ülkelerinden birkaç da çözüm getirildi. Üstü adeta örtüldü. Oysa geçen yıl Ukrayna-Rusya savaşı gündemi çokça işgal etmişti. Hatta bu yıl bile Ukrayna-Rusya savaşı hala İsrail-Filistin Savaşı’ndan çok konuşuldu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Ukrayna bu savaşta galip gelebilir, ancak onların direnişini güçlendirmeye devam etmeliyiz.” diyerek Kiev’in Batılı müttefiklerini silah teslimatını ve mali desteklerini sürdürmeye çağırdı. Orta Doğu’dan katılan devlet adamlarının söylemlerini sessizce dinleyenler yorum yapmaktan kaçındılar. Ama birçok kişi konferansta küresel antisemitizmin yükselişiyle ilgili konuşmaların dikkate değer bir şekilde yapılmadığına dikkat çekti. Gördüğünüz üzere Davos dünyanın aynası, nasıl dünya İsrail’in orantısız eylemlerini engellemede yasasıyla, yönetmeliğiyle, kurumlarıyla, kamuoyuyla sınıfta kaldıysa Davos’ta sınıfta kaldı.
· Yemen’deki İran yanlısı Husi grubunun Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılarının Asya’dan Avrupa’ya nakliyenin maliyetini daha fazla artıracağı söylendi. CEO’lar alternatif tedarik yolları üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yemen Başkan Yardımcısı ve İran Dışişleri Bakanı, İsrail Gazze’deki savaşı sonlandırıncaya kadar saldırıların durmayacağını söyledi.
· ABD bu yıl Davos’ta; Biden yönetiminden Antony Blinken ve Jake Sullivan’ı dış politikada “içe dönmüyoruz” ifadesini vurgulamak için göndermiş. Biden doktrinini bölgeye, duruma ve zamana göre değişen “değişken geometri” olarak tanımladılar. Bu, Sullivan’ın “karşılıklı bağımlılık çağında stratejik rekabet” olarak adlandırdığı ideallerin ve çıkarların bir karışımı ama buradan bakınca sanki farkı yok.
· Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, Avrupa’nın savunması için teknoloji seviyesini ve ekonomik bağımsızlığını güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Demek ki Avrupa bağımsız değilmiş…
· Çin Başbakanı Li Qiang GSYİH’sının 2023te %5,2 büyüdüğünü söyledi; bu, pandemi öncesinden daha düşük. Ülke, ABD ile ticaret savaşı (yarı iletken) veriyor, doğrudan yabancı yatırım kaybediyor. Hindistan nüfus açısından Çin’i geride bıraktı. Çin önemli yapısal ekonomik zorluk yaşıyor.
· Çin’in nüfusu 2023te üst üste ikinci kez küçüldü. Doğum oranları çok düşük seviyelerde ve şu anda dünyadaki en fazla sayıda yaşlı vatandaşa ev sahipliği yapıyor. Li, Washington’u ticari yaptırımları kaldırmaya, akademik yasakları tersine çevirmeye ve birçok şirketi Çin’de iş yapmaktan korkutan teknoloji kısıtlamalarından geri çekilmeye davet etti. Yatırımlar önemli ölçüde Vietnam, Endonezya, Meksika ve Hindistan’a kaydı.
· Amerikalıların ve Avrupalıların mesajı açık: Artık ihtiyaçları için tek bir ülkeye veya tek bir bölgeye güvenmeyecekler.
Teknoloji – Yapay Zeka
· Geçen yıl Davos’ta panellerde kripto tartışmaları çok hakimdi. Bu yıl ise yapay zeka mahallenin havalı çocuğu oldu.
· Yapay Zeka tartışmalarının tonu kötümser olmaktan ziyade iyimserdi. YZ üretkenlik artışı ve yeşil büyüme potansiyeliyle öne çıkıyor.
· Daha önce yapay zekanın insanlığın yok olmasına yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunan bir grubun üyesi olan OpenAI CEO’su Sam Altman hafta boyunca yapay zekanın “dünyayı hepimizin düşündüğünden çok daha az değiştireceğini” söyledi.
· Ama Bill Gates, Davos’taki kitleye yapay zekanın etkilerinin internetin icadından daha büyük olacağını düşündüğünü söyledi. Tartışmalar üç büyük bulut sağlayıcısı Amazon, Microsoft ve Google’ın gücüne ve bunların yapay zekanın yegane yakıtı olan “veri” üzerindeki hakimiyetine odaklandı.
· Uluslararası Para Fonu (IMF) yapay zekanın bölgeler ve nesiller arasında yarattığı ekonomik eşitsizlikler konusunda uyarıda bulundu.
· Özellikle Avrupalı liderler, inovasyonu yavaşlatsa bile yapay zeka düzenlemesi niyetlerini vurgularken, ABD ve İngiltere daha hoşgörülü bir yaklaşımı benimsiyor ve yanlış adımları düzeltmeyi tercih ediyor.
· Çoğu şirket, satış ekiplerinin, çağrı merkezlerinin ve kodlama ekiplerinin performansını artırmak ve çalışanların rapor üretme süresini azaltmak için yapay zekayı kullanıyor.
· Şirketlerin üst yönetimlerinin her şeyi bilen değil, öğrenmeyi bilen bireyler olması bu yeniliklerin benimsenmesi için çok önemli.
· İş gücünün mobilitesinin arttığı ortamlarda şirketler sadakati düşük çalışanlarına yatırım yapmak istemiyorlar. Devletin finanse ettiği bir beceri kazandırma programı havuzu oluşturulması gerekebilir.
· Öğrenmede esnek olabilirsen ve sosyal becerilerin yüksekse, başarılı olma ihtimalin oldukça yüksek. Online eğitime yatkınlık ve kendini eğitebilmek önemli.
· Yapay zekanın yaratıcı gücünden yararlanmak için odak noktasının teknolojiden; organizasyon kültürü ve öğrenmeye kayması gerekiyor. Yapay zekanın süper kahraman olduğunu düşünmek yerine her çalışanın üzerine süper kahraman pelerini nasıl giydireceğiz, bunu düşünmek gerekiyor. (Kısa bir süre önce bu konuda bir yazı yazmıştım, tekrar paylaşıyorum.
· Ülkelerin rekabet avantajını sürdürebilmek için YZ’yi benimsemeleri gerekiyor. Son dönemde YZ çiplerine getirilen ihracat kısıtlaması ABD’nin bu alandaki rekabet avantajını kısa vadede koruması için alınmış bir önlem olarak görülüyor.
· CEO’ların ve liderlerin Yapay Zeka’yı derinlemesine anlamaları ve etkili bir şekilde operasyonel hale getirmeleri gerekiyor. Özellikle çalışanlara YZ çağındaki gerekli yeni yetkinlikleri kazandırmak oldukça çaba gerektiren bir misyon.
· En büyük üretkenlik artışı kodlama (%20 – %30 artış), müşteri hizmetleri ve sair dijital işlerde olacak.
· İşlerinin önemli bir kısmı YZ tarafından yapılacak beyaz yaka için en önemli yetkinlik “Critical Thinking – Eleştirel Düşünce” olacak.
· Genel YZ araçları kullanıyorsanız, veri her yerden geliyorsa dikkat etmeliyiz. Kendi yarattığımız kontrollü bir veri setinde YZ kullanmaktır doğrusu.
· Şu anda algoritmalar çok önyargılı. Daha çeşitli ve çok veri ile beslemek gerek.
Fintech – Yapay Zeka
· London Stock Exchange Group Microsoft ile yakın ortaklık kurarak veri analitiğini ve üretken yapay zekayı mevcut ürün ve hizmetlerine entegre ediyor. (2022de Microsoft London Stock Exchange’e %4 oranında ortak oldu). Kullanıcı deneyimini iyileştirmek için doğal dil ve üretken yapay zeka ile sezgisel araçlar geliştiriyorlar. Riskleri ele almak ve YZ sonuçlarına güveni sağlamak için doğrulanabilir veriye odaklanıyorlar.
· Visa, işlemler hakkında hızlı kararlar almak için makine öğrenmesi ve yapay zeka kullanarak dolandırıcılığı önlemeye odaklanıyor. Şu anda 5ms içinde işlemin dolandırıcılık mı yoksa normal mi olduğuna karar verebiliyorlar.
· Finansta inovasyon için regülatörlerin katı kurallar odağından ziyade iş sonuçlarına odaklanmaları gerekiyor.
· Fintech alanında devletler teknolojiyi yakalamak için uğraş veriyorlar. Ancak regülatörler teknolojiyi takipte geri kalıyorlar.
· Finansta YZ kullanımı için özel sektör ve kamu iş birliği çok önemli.
· İnsanların dünyasında bilginin kaynağı olarak metinden çok video kullanılıyor. Bu alanda yapay zeka kullanımı sınırlıdır.
· Üretken Yapay Zeka büyük ölçüde nedensellikle değil, ilişkiyle ilgilidir. Bu nedenle duyarlılık ve öngörünün yanı sıra mantık ve muhakeme açısından kısıtları var. İşte bilgisayarların sağduyu sahibi olamamasının nedeni budur.
İklim Değişikliği
· Biyolojik çeşitliliğin azalması çok ciddi tehdit.
· Bilim adamları iletişim becerileri düşük insanlar ve bazıları da gizemli olmayı seviyorlar. İletişim kurmayı öğrenmeliyiz.
· Yapay zekadaki tüm gelişmelerin heyecanı ve jeopolitik kaygıların yanında, Davos’ta iklim sorunlarının önemi azalmıştı sanki. Artık herkes sorunu kabul etmiş, projeler konuşuluyor. Adet olarak daha fazla karbondan arınma projelerinin uygulamaya konması ve bu husustaki engeller konuşuldu. Küresel endüstriyel karbon fiyatlandırmasının eksikliği, uyum maliyetleri ve hükümet, yatırımcılar, bankalar arasında karma finansmana yönelik çalışma modellerinin eksikliği temel konulardı.
· Faiz oranlarının yükseldiği bu dönemde, özellikle dünyanın 2030 yılına kadar kapasiteyi üç katına çıkarmayı hedeflediği yenilenebilir enerjide daha iyi getiri oranlarının gerekli olduğu konuşuldu. Ama kanuni düzenlemeler ve toplumun buna direnişi bu büyümeyi engellediği için bu kolay olmayacak. Ekonomist Mariana Mazzucato, “Belki de iklim değişikliğinin savaş kadar acil bir şekilde ele alınması gerekiyor.” dedi.
· İklim değişikliği için küresel bir karbon vergisi uygulanması ve gelişmekte olan ülkelerde temiz enerjiye geçiş için teşvikler sağlanması gerekiyor. Ancak bu 2014 Paris Antlaşması sonrasında yani daha önce denendi ve başarılı olmadı.
· Dünya, özellikle milyonlarca kişinin şehirlere göç ettiği gelişmekte olan ülkelerde, önümüzdeki 25 yıl içinde Çin’in konut stokuna eşdeğer miktarda konut ekleme yolunda ilerliyor. Yalnızca Hindistan her yıl başka bir Chicago şehri eşdeğerini ekliyor. Binaların inşası ve kullanımı dünyadaki emisyonların %26sını oluşturmaktadır. Öncelikle ısıtma ve soğutma sistemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Ancak tüm yeni binaların yapı malzemelerini yani tuğlaları, betonu, camı ve çeliği de dönüştürmemiz gerekiyor.
· Avrupa, geri dönüştürülmüş yapı malzemeleri konusunda öncülük yaptı. Ancak bu arzın 2030 yılına kadar iki katına çıkması gerekiyor. Sorun şu ki, Avrupa’da bile her şehir kendi münferit bina mevzuatını uygulamak istiyor; bu ise tedarikçilerin toplu geri dönüşüm tesisleri kurmasını engelliyor. Dünyadaki yeni yapıların çoğunun inşa edileceği gelişmekte olan ülkelerde geri dönüşüm konusunda bir gelişme yok.
· Uluslararası ticaretin %90ı deniz taşımacılığı ile yapılıyor. 2030 yılına kadar okyanusların %30unu koruma altına almalıyız.
· Deniz nakliyatında karbonsuzlaştırma sağlayıp yeşil shippinge geçmemiz lazım. Rotaları ekosistemi koruyacak şekilde yeniden düzenlemek, plastiklerden arınmak ve yenilenebilir enerjiye yönelmek bunlardan birkaçıdır. İş dünyası bu konular etrafında bir araya gelip birlikte net çözümler üretmelidir. Bu konudaki herkes balıkçılardan sigortacılara, taşımacılara kadar, bir araya gelip aynı aksiyon planının bir parçası olmalıdır.
· Yatırımcılar, Afrika’ya uzun vadeli bir perspektifle bakmalı, yapılan reformları takdir etmeli ve zorlukların yanında potansiyeli görmelidirler. Bu ancak, büyük dönüşümün parçası olmakla kabildir. Altyapının geliştirilmesi, araştırma ve geliştirme yatırımları ve modern tarım uygulamaları ile bu katkı sağlanabilecektir.
· Gıda üretimi, küresel sera gazı emisyonlarının %30undan, tatlı su kullanımının %70inden ve tropikal ormansızlaşmanın %80inden sorumludur. 2030 yılına kadar 500 milyondan fazla nüfus artışı öngörülen bir dünyada, devletlerin çiftçileri için, üretim finansmanında yeni yollar bularak, “iklim dostu” tarıma geçmeye zorlayacakları konuşuldu.
· Refik Anadol’un 2023de Los Angeles’de lanse ettiği Dataland projesi, veri görselleştirmesini ve yapay zekayı sanata dönüştürmeyi amaçlayan bir Yapay Zeka Müzesi olacak. Fiziksel ve aynı zamanda sanal bir müze olan Dataland, dünyanın ilk açık kaynaklı üretken yapay zeka modeli olan Büyük Doğa Modeli’nin (Large Nature Model) geliştirilmesine odaklanmış. Proje kapsamında dünyanın çeşitli bölgelerinden oluşan 16 doğa alanından ses, görüntü, metin, iklim ve koku verileri açık kaynak olarak blok zincir üzerine kaydedilmiş. Doğanın güzelliği ve çeşitliliği sergilenirken, bu projede yoğun olarak Amazon bölgesi ekosistemi kullanılmış. YZ modeli, statik görüntüleri harekete geçirme yeteneğiyle doğayı derinlemesine anlama olanağı sağlıyor.
Davos’ta iyimserlik hakimdi. Ben de açıkçası her türlü olumsuzluğa rağmen iyimserim. Bu yıl birçok ülkede, çok fazla insan seçimlerde oy kullanacak. İnsanlar “güven” talep ediyor. Güvenin bir ölçüsü olan küresel ticaret artıyor. Yeter ki insanlık Gazze’de olduğu gibi ölmesin, zenginler ve belki de muktedirler, dünyaya hak, adalet, eşitlik vadederken sadece bazı ülke/bölgeleri kastetmesinler. Vurdumduymaz olmasınlar, hakperest olsunlar.
KARAR
What's Your Reaction?