Masumiyet Karinesi: Adaletin Kaybolan Temeli

Cumhurbaşkanı Masumiyet Karinesini İhlal Eder mi?

Masumiyet Karinesi: Adaletin Kaybolan Temeli

YUSUF İNAN YAZDI...

Masumiyet Karinesi: Adaletin Kaybolan Temeli

Bugün bu yazıyı yazmak zorundayım. Geriye dönüp baktığımızda adaletin temel taşlarının nasıl yerinden oynatıldığını, hukukun kutsallığının nasıl çiğnendiğini görmek, insanı derin bir üzüntüye boğuyor. Adaletin temel dayanaklarından olan masumiyet karinesi, artık bir formaliteye dönüşmüş durumda. Soner Yalçın’ın bu günlerde kaleme aldığı bu konu, aslında hepimizin can damarı: Masumiyet Karinesi.

Yargıda Çarpıklaşma: FETÖ Kumpası

Soner Yalçın, FETÖ kumpasının en karanlık zamanlarında, Silivri zindanında haksız yere iki yıl boyunca tutsak kalmış bir isim. O günlerde hakkında yayılan iftiralar, kurgulanan yalanlar, gerçeklerin önüne geçerek hukuk duvarına çarpıp adaletin yerini aldı. Bugün de masumiyet karinesine vurgu yaparak, özellikle adaletin yanında olması gereken CHP'ye sesleniyor. Hukukun temel prensiplerini korumak, bu süreçte en fazla ihtiyacımız olan şeylerden biri.

Adaletin Karinesi: Suçluluğun Kanıtlanması Gerekir

Bir kişiyi suçlu ilan etmek, yalnızca iddiaların kanıtlanmasıyla mümkündür. “Buyurun, kanıtlayın,” demek istemiştim; ama o günlerde kamuoyunun masumiyet karinesine ne kadar önem vereceğini biliyordum. Hukuk yerle bir edilmiş, adaletin özü çarpıtılmıştı. Yargının temel değerleri yok edilmiş, vicdanlar ise onarılamaz yaralar almıştı. Çünkü düşüncelerin çarpışmasından hakikat doğar; yargı süreci de fikirlerin özgürce çarpışabildiği bir platform olmalıdır.

Adaletin İşleyişi: Savcı, Avukat ve Yargıç Eşitliği

Eski hukuk sistemimizde muhakeme süreci, savcıyı, avukatı ve yargıcı eşit kılardı. Bu üçlünün çatışmasından doğan hakikat, adaletin temeliydi. Ancak günümüzde çıkan gürültüler, kanunların sesini bastırmakta ve adaletin ışığını boğmaktadır. Masumiyet karinesi yalnızca bir gösteriş unsuru olmaktan çıkarılmalı, adaletin gerçek temel taşı olarak korunmalıdır.

Adalet Kültürünün Yozlaşması ve CHP'nin Sorumluluğu

Türkiye’nin adalet kültürünün giderek daha fazla erozyona uğradığı bir dönemdeyiz. Bu yozlaşmaya yenik düşenlere baktığımızda, ne yazık ki CHP’nin de adalet konusundaki sicili fazlasıyla sabıkalı. CHP'li belediyelerdeki sorunları haberleştirirken, Kılıçdaroğlu’nun villası gibi konuları gündeme taşırken karşılaştığımız iftiralar ve adli baskılar, CHP'nin bu konuda uslanmasını beklemenin bir hayal olduğunu gösteriyor. Masumiyet karinesini siyasete alet etmek yerine savunmak, CHP’nin bu ülkeye karşı en temel sorumluluğudur.

Cumhurbaşkanı Masumiyet Karinesini İhlal Eder mi?

Bu noktada aklıma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halka açık bir şekilde büyük bir mitingde bana “terörist, hain” diyerek seslenmesi geliyor. Oysa ki kendisi de yanlış bilgilendirilmişti; Ukrayna’da dalgalanan Türk bayrağı ve  kendi fotoğrafları bilinçli olarak indirtilmiş, yanıltılmıştı. Asıl hainler, bu kumpası kuranlardı.

Ancak Cumhurbaşkanı, gerçekleri öğrenme zahmetine katlanmadan, 26 yıldır şehit aileleri ve gazilerin hakkını savunan bir gazeteci olan beni tüm dünyaya “terörist, hain” olarak ilan etti.

Masumiyet Karinesini, Llekelenmeme Hakkını hatırlamadı...

*

*

*

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Tutumu

Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan yalnız değildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bu iftirayı tüm dünyaya duyurdu. Kameralar karşısında masumiyet karinesini ihlal etti, adaleti katletti. Bu süreçte masumiyetimi ispatlamak zorunda bırakıldım. İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim, “Bu dosya ile sana ceza veremeyiz, (Biz zaten senin masum olduğunu biliyoruz) ama az bir ceza verilmezse başımız belaya girer,” dedi. Böyle bir adalet anlayışının, hak arayışındaki bir insan için ne kadar derin yaralar açtığını hayal edin.

Yıllar Süren Hukuksuzluk: Çaresiz Bekleyiş

Bu hukuksuzluk 7 yıldır devam ediyor. Ukrayna’daki evime, aileme, çocuklarıma dönemiyorum. Beşikte bıraktığım çocuklar büyüdü, 8 - 9 yaşına geldi  ama ben hala uzaklardayım. Elimde ne kadar belge varsa sundum, ama adalet tecelli etmiyor, çünkü mahkemeler talimatla hareket ediyor. Yedi yıldır, hiçbir suç ve suç kanıtı olmamasına rağmen, yurt dışına çıkış izni verilmiyor.

Pensilvanya Müdavimleri ve Masumiyet Karinesinin Çiğnenmesi

Bugün bile masumiyet karinesini çiğneyen sözde gazeteciler, iftiralarla dolu yazılar yayımlıyor. FETÖ’nün emrinde olmalarına rağmen, bana “terörist, hain” yaftasını yapıştırmaya çalıştılar. Ve ne yazık ki CHP de bugün aynı yolu izleyerek adaleti ve masumiyet karinesini yok sayıyor. Türkiye’ye adaletin geleceğini sananlar yanılmasın; CHP’nin ne adalet ne de masumiyet karinesiyle bir derdi olmuştur, olmayacaktır.

Adalet Bakanlığı Nerede?

Tüm bunlar yaşanırken Adalet Bakanlığı’nın masumiyet karinesinin yok sayılmasına sessiz kalması da düşündürücü. Ukrayna’dan gönderilen temyiz evraklarının  bir yıl gecikmeyle eksik teslim edilmesi, İzmir Cumhuriyet Savcısı ve mahkeme başkanının dosyada yaptığı tahrifata sessiz kalınması, adaletin temel taşlarının sarsıldığını gösteriyor. Türkiye’de adaletin işlemesi ve masumiyet karinesine sahip çıkılması için daha ne bekleniyor?

Masumiyet karinesine olan ihtiyacımız hiç bu kadar büyük olmamıştı. Adalet Bakanlığı, mahkemeler ve yargı organları, bu ilkenin önemini kavrayıp hukukun temel değerlerine dönmedikçe adalet arayışı bir hayal olarak kalacak.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail: [email protected]