Kırım’ın Rusya Tarafından İşgali: Kırım Tatarlarının ve Ukrayna’nın Direnişsiz Teslimiyeti Üzerine Bir Analiz
Kırım Halkının Sessizliği: Direniş Neden Olmadı?
Kırım’ın Rusya Tarafından İşgali: Kırım Tatarlarının ve Ukrayna’nın Direnişsiz Teslimiyeti Üzerine Bir Analiz
YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM
2014 yılında Rusya'nın Kırım'ı işgali, dünya siyasetini derinden etkileyen bir olay olarak tarihe geçti. Ancak bu işgalin en dikkat çekici yönlerinden biri, neredeyse tek bir silah bile patlamadan gerçekleşmiş olmasıydı. Kırım’ın işgali, Rusya'nın stratejik hamleleri kadar, Kırım Tatarları ve Ukrayna ordusunun da zayıf tepkisiyle mümkün oldu. Peki, Kırım Türkleri neden ciddi bir direniş göstermedi? Ukrayna ordusu neden Kırım’ı koruyamadı? Bu sorular, işgalin derinliklerine inmek için kritik önem taşıyor.
Kırım Tatarlarının Hataları: Dağınıklık ve Yetersiz Hazırlık
Kırım Tatarları, Rusya'nın Kırım'a yönelik tehditlerini yıllardır bilmesine rağmen, bu işgale karşı yeterli hazırlık yapamadı. Tarihi olarak Kırım Tatarları, 1944’teki Stalin sürgünü nedeniyle zaten büyük travmalar yaşamış bir toplumdu. Sürgünden döndükten sonra Kırım'da yerleşik bir düzene geçmeye çalışan Tatar halkı, siyasi ve toplumsal olarak yeniden var olma mücadelesi verdi. Ancak, siyasi dağınıklık ve yeterli birliğin sağlanamaması, Tatarların işgale karşı direnme potansiyelini zayıflattı.
Kırım Tatar liderliği, özellikle Meclis etrafında toplanan siyasi oluşumlar, Rusya’nın işgal planlarına karşı daha aktif bir şekilde örgütlenme fırsatını değerlendiremedi. Liderler, diplomasi yoluyla Moskova'ya karşı bir çözüm bulabileceklerine inandılar. Ancak, Rusya’nın askeri müdahalesi karşısında, bu diplomatik beklentiler boşa çıktı. Kırım Tatarları da silahlı direnişten kaçındı, çünkü böylesi bir direnişin kanlı bir çatışmaya dönüşebileceği ve halk üzerinde büyük bir yıkıma neden olacağı korkusu hâkimdi.
Rusya’nın Stratejik Adımları: Silahsız İşgalin Nedenleri
Rusya’nın Kırım’ı neredeyse hiçbir direnişle karşılaşmadan işgal etmesi, dikkatlice planlanmış stratejik hamlelerin bir sonucuydu. Moskova, Kırım’da uzun süredir Kremlin yanlısı unsurları destekliyor ve bölgedeki Rus nüfusunun sadakatini kazanıyordu. Kırım, Rusya’nın Karadeniz'deki jeopolitik önemi nedeniyle hayati bir bölgeydi ve Sivastopol’daki Rus donanma üssü, Moskova’nın bu yarımadayı gözden çıkaramayacağı anlamına geliyordu.
Rusya, yeşil adamlar olarak bilinen üniformalı fakat armaları olmayan askerlerle Kırım’a girdi. Bu “kimliği belirsiz” askerler, hızla stratejik noktaları ele geçirdi. Bu taktik, hem Ukrayna’nın hem de uluslararası toplumun nasıl tepki vereceğini kestirememesine neden oldu. Batı ve NATO, başlangıçta olaylara tepki vermekte yavaş kaldı. Rusya ise kısa sürede Kırım üzerinde tam kontrol sağladı ve 17 Mart 2014’te düzenlenen referandum ile ilhakı resmileştirdi.
Ukrayna Ordusunun Zayıf Tepkisi: Kırım'ı Neden Savunamadılar?
Kırım’ın işgali sırasında, en fazla sorgulanan durumlardan biri de Ukrayna ordusunun pasifliği oldu. 2014 yılında Ukrayna, siyasi ve askeri anlamda zaten derin bir kriz içerisindeydi. Maidan protestoları ve ardından gelen Viktor Yanukoviç’in devrilmesi, ülkede büyük bir kaos ortamı yaratmıştı. Yeni kurulan Ukrayna hükümeti, bu karışıklığın ortasında Kırım’a yeterince odaklanamadı.
Ukrayna ordusu, o dönemde zayıf, donanımsız ve moral olarak çökmüş durumdaydı. Özellikle Kırım’da bulunan Ukrayna askeri birlikleri, Rusya’nın hızlı hamleleri karşısında neredeyse hiçbir şey yapmadı. Ukrayna ordusunun, Rusya gibi güçlü bir orduya karşı duramayacağı inancı, Kiev hükümetini daha temkinli davranmaya zorladı. Silahlı bir çatışma, Ukrayna'nın daha fazla toprak kaybı ve büyük bir askeri yıkım riski taşıyordu. Bu yüzden Kiev, uluslararası diplomatik desteğe güvenerek doğrudan çatışmaya girmedi.
Kırım Halkının Sessizliği: Direniş Neden Olmadı?
Kırım halkının genelinde de işgale karşı ciddi bir direniş hareketi görülmedi. Bunun birkaç temel nedeni bulunuyor. Kırım’da Rusya yanlısı bir nüfus zaten uzun yıllardır etkin bir güçtü. Kırım’da yaşayan Rus nüfusu, Moskova'nın etkisi altındaydı ve çoğunluğu Rusya’nın yarımadayı kontrol etmesini destekliyordu. Bu nedenle, halkın önemli bir kısmı, Rusya’nın varlığını bir işgal değil, kurtuluş olarak gördü.
Kırım Tatarları ve etnik Ukraynalılar ise tarihsel olarak Rusya’ya karşı bir direnç gösterse de, 2014’teki işgalde örgütlü bir karşı koyma hareketine girişemediler. Tatarlar, Stalin dönemindeki sürgün travmasının etkisiyle, silahlı direnişe karşı temkinli davrandılar. Halk, bir çatışma çıkması durumunda yeniden büyük bir zulme uğramaktan korkuyordu.
Sonuç: Sessiz İşgal ve Kırım’ın Geleceği
Kırım’ın Rusya tarafından neredeyse sessiz bir şekilde işgal edilmesi, bir dizi jeopolitik, askeri ve toplumsal faktörün birleşimiyle gerçekleşti. Kırım Tatarlarının siyasi birliği sağlayamaması ve Ukrayna ordusunun zayıflığı, işgalin direnişsiz gerçekleşmesinde etkili oldu. Rusya ise hem iç hem dış stratejilerini ustaca kullanarak, Kırım’ı hızla ilhak etti.
Bugün, Kırım’ın geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Kırım Platformu gibi uluslararası girişimler, Kırım’ın Ukrayna’ya geri kazandırılması için diplomatik mücadeleyi sürdürüyor. Ancak Rusya’nın bölgedeki askeri ve siyasi varlığı, bu hedefin kısa vadede gerçekleşmesini zorlaştırıyor. Kırım Tatarları, işgal altındaki hayatlarına devam ederken, uluslararası toplumun desteğiyle yeniden özgürlüklerine kavuşmayı umut ediyor.
YUSUF İNAN / GAZETECİ - YAZAR
What's Your Reaction?