Fehmi Koru’dan Bahçeli’nin Sürpriz Çıkışına Dair Bir Analiz: Karar Partinin mi, Liderin mi?
Parti Kararlarının Alınış Şekli: MKYK ve MYK Neden Var?
Fehmi Koru’dan Bahçeli’nin Sürpriz Çıkışına Dair Bir Analiz: “Karar Partinin mi, Liderin mi?”
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Karar Gazetesi yazarı Fehmi Koru, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'ın TBMM'ye gelerek PKK'ya silah bırakma çağrısı yapması önerisini, partilerin karar alma süreçleri açısından analiz etti. Koru, Bahçeli’nin önerisinin parti içi mekanizmalardan geçip geçmediği sorusunu gündeme taşırken, diğer partilerin liderlerinin bu süreçte nasıl tepki verdiklerine de dikkat çekti. Yazısında, partilerin karar alma sürecinde liderlerinin etkisini sorgulayan Koru, Bahçeli’nin çıkışının MHP içinde tam anlamıyla tartışılmadan gündeme geldiğini öne sürdü.
Parti Kararlarının Alınış Şekli: MKYK ve MYK Neden Var?
Fehmi Koru, siyasi partilerin yönetim kademelerinin seçimlerle belirlendiğini ve önemli kararların Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gibi organlarda tartışılması gerektiğini belirtiyor. Ancak, Koru’ya göre Bahçeli’nin önerisi bu geleneksel süreci izlemeden doğrudan kamuoyuna sunulmuş bir strateji. MHP liderinin bu çıkışının, partinin yönetim organlarında detaylı olarak tartışılmadan hayata geçirildiğini ima eden Koru, bu durumu “liderin otoritesinin parti karar mekanizmalarının önüne geçmesi” olarak değerlendiriyor.
CHP’nin Tavrı: Özgür Özel’in Hızlı Desteği
Bahçeli’nin sürpriz çıkışına hızlı bir şekilde destek veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Koru’nun eleştirilerinden payını alıyor. Koru, CHP gibi genellikle Öcalan ve PKK ile ilgili konularda mesafeli durmayı tercih eden bir partinin, bu denli kritik bir çıkışa desteğinin parti içi istişare sürecini işletmeden yapılmış olabileceğini öne sürüyor. Bu durumun, CHP’de de liderin otoritesinin parti içi danışma mekanizmalarının önüne geçtiğine işaret ettiğini savunuyor.
AK Parti ve Erdoğan’ın Temkinli Duruşu
Koru, AK Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli’nin önerisine ilk başta sessiz kalışını da analiz ediyor. Erdoğan’ın, Bahçeli’nin açılım teklifine temkinli bir şekilde yaklaştığını belirten Koru, bu sessizliği AK Parti içindeki yönetim mekanizmalarında konuya dair tartışmaların yetersiz kalabileceğine işaret olarak görüyor. En sonunda Erdoğan’ın 29 Ekim resepsiyonundaki açıklaması ve ardından grup toplantısında Bahçeli’ye teşekkür etmesiyle birlikte AK Parti’nin bu teklife sessiz ama destekleyici bir yanıt verdiğini belirten Koru, bunun, Erdoğan’ın isteksiz bir desteği olduğunu belirtiyor.
Bahçeli’nin Siyasetteki Yeri: Karizmatik Liderin Gücü
Fehmi Koru, Bahçeli’nin geçmişte de erken seçim kararı aldırması ve Başkanlık Sistemi’ne geçişte oynadığı kritik rolü hatırlatarak, Bahçeli’nin yalnızca partisi üzerinde değil, Türkiye siyaseti üzerinde de ne denli etkili bir lider olduğunu vurguluyor. Bahçeli’nin, geçmişteki beklenmedik çıkışlarının her seferinde sonuç aldığını ifade eden Koru, MHP liderinin bu son çıkışının da sonuçlarını bekleyeceğimizi belirtiyor.
Partilerin Tabandaki Tepkisi ve Bahçeli’nin Görevi
Koru, bu tür açılımların halk arasında tepkiye yol açabileceğine de dikkat çekiyor. Geçmişte AK Parti’nin benzer bir açılım süreci başlattığında, halkın tepkilerini hafifletmek için ikna heyetleri kurduğunu hatırlatan Koru, MHP’nin de benzer bir adım atarak tabanını ikna etme yoluna gitmesi gerektiğini belirtiyor. MHP liderinin, tabanın endişelerini gidermek adına saygı duyulan kişilerin katılımıyla ikna heyetleri oluşturmasının önemine vurgu yaparak, bu sürecin sağlıklı ilerlemesi adına Bahçeli’nin bu yönde adım atmasının kritik olduğunu ifade ediyor.
Sonuç: Türkiye’de Karar Liderin mi, Partinin mi?
Fehmi Koru, yazısının sonunda Türkiye’de partilerin lider odaklı yapısına eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Partilerin karar alma süreçlerinin liderlerin otoritesine bağlı olması, Koru’nun ifadesiyle parti içi demokrasiyi zedeleyen bir unsur. Bahçeli’nin Öcalan’ın Meclis’e gelmesi önerisinin arkasındaki motivasyonlar belirsizliğini korurken, Koru, partilerde kolektif bir aklın çalıştırılmasının yalnızca siyasi etik açısından değil, toplumsal güvenin tesisi açısından da önem taşıdığını vurguluyor.
Fehmi Koru’nun bu analizi, Türkiye’de partilerin karar alma süreçlerinin liderin kişisel tercihleri doğrultusunda mı, yoksa kolektif bir akıl çerçevesinde mi ilerlemesi gerektiği konusunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
What's Your Reaction?