Erdoğan’dan Kürt Sorunu İçin “Yeni Süreç” Açıklaması: Muhatabımız Milletimizdir
Bahçeli ve Özel’e Teşekkür: “Kardeşlik İçin Tarihi Fırsat”
Erdoğan’dan Kürt Sorunu İçin “Yeni Süreç” Açıklaması: “Muhatabımız Milletimizdir”
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununa yönelik çözüm sürecinde yeni bir sürecin başladığını vurguladı ve bu konuda halka dayanışma çağrısı yaptı. AK Parti’nin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sürece verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Ancak, Kandil ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK ve YPG liderlerine hiçbir çağrılarının olmadığının altını çizdi. “Bizim muhatabımız milletimizdir, Kürt kardeşlerimizdir,” diyerek yeni sürecin Türkiye halkına odaklanacağına işaret etti.
Bahçeli ve Özel’e Teşekkür: “Kardeşlik İçin Tarihi Fırsat”
Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin 1 Ekim’de TBMM’deki konuşmasında Kürt sorununa yönelik çözüm sürecine olumlu yaklaşımını tarihi bir adım olarak nitelendirdi. Bahçeli’yi “tarihe yön veren bir lider” olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı, “Devlet Bey, akıl dolu cümleleriyle tarihe not düşmüş ve milliyetçilik kavramını en açık şekliyle izah etmiştir,” dedi. Ayrıca, CHP lideri Özgür Özel’in, Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit bir sahibi olarak görülmesi gerektiğine dair ifadelerinden dolayı da Özel’e teşekkür etti.
Ancak, Erdoğan Özel’e yönelik eleştirilerde bulunmayı da ihmal etmedi. Bugün gözaltına alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer üzerinden CHP’ye yüklenen Erdoğan, “Bu coğrafya ateş çemberine dönüşmüşken Esenyurt’taki olaylar karşısında neden rahatsız oluyorsunuz? Mevcut yönetimin yanında durmalısınız,” diyerek, CHP’nin kardeşlik sürecinde daha güçlü bir destek vermesi gerektiğine işaret etti.
DEM Parti’ye Eleştiri: “Terör ve Sivil Siyaset Bir Arada Olamaz”
Erdoğan, son dönemde çözüm sürecine dair açıklamalar yapan DEM Parti’yi de eleştirerek, “Bir koltukta terör, diğer koltukta sivil siyaset taşınmaz. Türkiye, terörü destekleyen veya terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermez,” ifadelerini kullandı. DEM Parti’nin barış ve demokrasi taleplerini eleştiren Erdoğan, “Türkiye’nin hukukun ve demokrasinin içinde çözüm arayışları olacaktır. Hukuk dışında kalan her türlü faaliyet, karşılığını bulacaktır,” dedi.
Terörle Mücadele Mesajı: “Kandil ve Suriye’nin Kuzeyindeki Terör Örgütlerine Çağrımız Yok”
Erdoğan, Türkiye’nin sınır ötesi ve iç güvenlik operasyonlarını sürdüreceğini belirterek, Suriye’nin kuzeyindeki YPG/PYD ve Kandil’deki PKK liderlerine kesinlikle bir çağrılarının olmadığını ifade etti. “Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur,” diyen Erdoğan, Türkiye’nin tüm tehditlere karşı iç ve dış güvenliği sağlamakta kararlı olduğunu vurguladı. TUSAŞ’a yapılan saldırıyı hatırlatan Cumhurbaşkanı, terör örgütlerinin anladığı tek dilin kararlı mücadele olduğunu dile getirdi.
Yeni Müjdeler Geliyor: “Kürt Kardeşlerim, Bu Eli Sımsıkı Tutmanızı Bekliyoruz”
Erdoğan, Kürt sorununa yönelik çözüm sürecinde yeni adımlar atılacağını ve halka yönelik müjdelerin geleceğini duyurdu. “Kürt kardeşlerim, bu eli sımsıkı tutmanızı bekliyoruz,” diyerek Kürt halkına çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı, “Terör üzerinden oyun kuranları ve Türkiye’ye düşmanlık edenleri aramızdan çıkarmanızı istiyoruz. Bu cumhuriyet, benim olduğu kadar sizin de cumhuriyetinizdir,” ifadesiyle Kürt vatandaşlara birlik mesajı verdi.
Cumhuriyetin Herkesi Kapsadığı Mesajı: “Bu Cumhuriyet Hepimizin”
Dün 101. yılını kutlayan Cumhuriyet hakkında da açıklamalarda bulunan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin her inançtan, etnik kökenden ve siyasi görüşten insanın ortak değeri olduğunu belirtti. “Bu Cumhuriyet Türk’ün olduğu kadar Kürt’ün de, Alevi’nin olduğu kadar Sünni’nin de, yoksulun olduğu kadar zenginin de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir, tüm Türkiye halkının ortak mirasıdır,” diyen Erdoğan, Cumhuriyetin Türkiye’nin geleceğine ve birliğine güvence olduğunu vurguladı.
Erdoğan’ın bu açıklamaları, Kürt sorununun çözümü için yeni bir döneme işaret ederken, süreçte barış ve güvenlik ilkelerinin temel alınacağını ortaya koyuyor.