Devlet Bahçeli’nin ABD’ye Mesajları: Türkiye’nin Kürt Meselesinde Yeni Dönem Mi Başlıyor?
Türkiye’nin Devlet Bahçeli ve Mehmet Uçum üzerinden ABD’ye verdiği mesajlar, Kürt meselesinde yeni bir dönemi işaret ediyor. Ancak ABD’nin YPG’ye desteği, Türkiye’nin beklentilerini karşılamıyor. Bahçeli ve Uçum’un açıklamaları, ABD’ye yönelik mesajlar olarak yorumlanıyor. Türkiye’nin Kürt meselesinde yeni bir çözüm arayışı mı var? Trump’ın yeni kabinesiyle birlikte bu mesajlar nasıl yankı bulacak?
Devlet Bahçeli’nin ABD’ye Mesajları: Türkiye’nin Kürt Meselesinde Yeni Dönem Mi Başlıyor?
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Türkiye siyaseti, son dönemde Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ve Mehmet Uçum’un çıkışlarıyla gündemde. Bu açıklamalar, sadece Türkiye iç politikası açısından değil, aynı zamanda ABD ile ilişkiler açısından da kritik bir döneme işaret ediyor. Peki, Bahçeli’nin mesajlarının muhatabı gerçekten ABD mi? Ankara’nın yeni bir çözüm süreci hazırlığında olduğu iddiaları ne kadar gerçekçi?
Devlet Bahçeli’nin Mesajlarının Hedefi ABD mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, Kürt meselesi ve PKK ile ilgili yaptığı açıklamalar, hükümetin yeni bir çözüm süreci arayışında olduğu iddialarını güçlendirdi. Uçum’un “PKK’nın bir Kürt siyasi hareketi olarak görülmesi, devlet inisiyatifinin bir parçasıdır” sözleri, tartışmaları alevlendirdi. Bu açıklamaların ardından, AKP içindeki farklı sesler de dikkat çekti:
- Şamil Tayyar: “Devlet, PKK’yı Kürt siyasi hareketi olarak mı görüyor?” diyerek tepki gösterdi.
- Mehmet Metiner: Konuya hamasetle yaklaşırken, derin bir analiz sunamadı.
- Mehmet Çek: ABD’ye yönelik mesajların altını çizerek, “Biz Amerika’ya konuşuyoruz, cevap sizden geliyor” ifadesini kullandı.
Bu tartışmalar, Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana yaptığı açıklamaların aslında ABD’ye yönelik olduğu iddiasını kuvvetlendirdi.
ABD’ye Verilen Mesaj: Öcalan’a Karşı Mazlum Kartı
Ankara’nın Washington’a ilettiği mesajın ana hatları şu şekilde özetlenebilir:
- PKK’nın Tasfiyesi: Türkiye, PKK’nın iç tehdit olmaktan çıktığını, YPG/PYD’nin ise Kürtlerin iradesini temsil etmediğini savunuyor.
- Öcalan’ın Rolü: Ankara, Öcalan’ın devreye sokularak YPG/PYD’nin etkisiz hale getirilmesini amaçlıyor.
- ABD’ye Çağrı: “Mazlum Kobani” olarak bilinen Ferhad Abdi Şahin ve ekibinin tasfiyesi isteniyor.
Ankara’nın bu yaklaşımı, Donald Trump’ın yeniden başkan seçilme ihtimaline yönelik bir strateji olarak değerlendiriliyor. Trump’ın müzakereye açık bir lider olduğu biliniyor ve Ankara, bu durumu kendi lehine çevirmeye çalışıyor.
Trump ve Yeni Kabine: Türkiye İçin Zorluklar
Trump’ın 2025’te göreve başlamasıyla birlikte, Türkiye için daha zorlu bir süreç başlayabilir. Trump’ın açıklanan yeni kabinesi, Türkiye açısından ciddi sorunlar yaratabilecek isimlerle dolu:
- Michael Waltz: Ulusal Güvenlik Danışmanı olacak Waltz, YPG’ye olan desteğiyle tanınıyor.
- Marco Rubio: Dışişleri Bakanı adayı olan Rubio, YPG ve SDG’ye desteğiyle dikkat çekiyor.
- John Ratcliffe: CIA Direktörü adayı olan Ratcliffe, İran karşıtı bir çizgide olsa da Türkiye’ye mesafeli bir tutum sergiliyor.
Bu isimler, YPG/PYD’ye olan Amerikan desteğini daha da güçlendirebilir.
Kuzeydoğu Suriye ve Türkiye-ABD Çıkmazı
Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye’deki pozisyonu, ABD ile ilişkilerde temel sorunlardan biri olmaya devam ediyor. ABD’nin Türkiye’den talep ettiği Türk vatandaşı IŞİD üyelerinin iadesi konusu hala çözülmüş değil. SDG’nin kontrolündeki hapishanelerde yaklaşık 250 Türk vatandaşı cihatçı, aileleriyle birlikte ise toplam 1100 kişi bulunuyor. Ankara, YPG’yi muhatap almamak için bu konuda adım atmıyor.
Sonuç: Limbo Durumu
Bahçeli ve Erdoğan’ın ABD’ye verdiği mesajlar, Washington’da yankı bulabilir. Ancak bu mesajların somut bir çözüme dönüşmesi için ABD’nin YPG’ye yönelik politikalarında ciddi bir değişiklik yapması gerekiyor. Trump, yeniden başkanlık koltuğuna otursa bile, bu meselede Türkiye’nin beklentilerini karşılayacak adımlar atması kolay görünmüyor. ABD ile Türkiye arasındaki bu diplomatik dans, uzun süre “limbo” durumunda kalmaya devam edecek.
What's Your Reaction?