“Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”, bizi geçmişe götürecek

‘Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı’

“Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”, bizi geçmişe götürecek

‘Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı’

ARSLAN TEKİN YAZDI

“Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”, bizi geçmişe götürecek, 12 Eylül 1980 Darbesi’nin asıl kime/kimlere karşı yapıldığını öğretecektir.

Ötüken Neşriyat’ın yayınladığı 908 sayfalık “Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın bilinmeyen bütün safhalarını ortaya koyuyor.

Raşit Demirtaş-Mahir Durakoğlu imzasını taşıyan “Dava’nın Davası”nda, 12 Eylül öncesi, 12 Eylül Mahkemesi kurgusu bütün ayrıntılarıyla ortaya konuyor.

Biz geçmişte olanları bilmezsek, gelecek için yol açamayız.

Şu zamanda elimizden düşmeyecek kitap “Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”dır.

Dönemle ilgili, mahkeme safhalarını da anlatan birçok kitap yayınlandı. “Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı”, ilk defa, muhakemenin bütün safhasını, gizli yüzünü ortaya koyuyor

“İçindekiler”i verdiğimizde, nasıl derinlikli bir çalışma yapıldığını göreceksiniz:

“Diriliş, İlk Gün / Türkiye 12 Eylül'e Nasıl Geldi? / Darbe / Dil Okulu / C-5... Cehennem Karakolu / İşkence Yöntemleri / Avukat Büroları / Kafesten Cezaevine (Tutukluluk ile İddianame Arasındaki Dönem) / İddianameden Sonra Büro / Davayı Üstlenecek Büro Aranması / Milliyetçiler Yalnızdır / Duruşmadan Önce / O Gün... 19 Ağustos 1981 / Dava'nın Altyapısının Hazırlanması Hazırlık Soruşturması ve Yargılama / “Dava”nın Altyapısı Nasıl Hazırlandı? / Evren'in Kaleminden Darbeye Doğru /... ve Düğmeye Basılıyor / Arama Savcıların Resmi Gözetiminde Başlamadı / Dava'nın Gayesi Türkeş Liderliğinde MHP Merkezli Bir “Silahlı Çete" Yaratmaktı / Delillerin Değerlendirilmesi / İddianame ve Esas Hakkındaki Mütalaaya Karşı Müşterek Savunma / Esas Hakkındaki Mütalaa’da İstenen Cezalar ve Gerekçeli Hüküm / Çuvallardan Çıkarılan Deliller / Hukuki Değerlendirmeyi Bitirirken / Duruşmalar Başladıktan Sonra Büro / Galip Erdem (Fikir Adamı, Yazar, Gazeteci ve Avukat) / Büro'nun Tabii Seyir İçinde Oluşumu / Büro'nun Merkez Oluşu / Duruşma Salonunda / Savunma Avukatları / Mamak Askeri Cezaevinde Yaşamak (mı?) / İşkence Konusundaki / Galip Erdem ve Sosyal Yardım Faaliyeti / "Şeref Abi" ve Büro Milleti / Büro'nun Giderleri / Büro'ya Katkı Verenler / Alparslan Türkeş'in Cezaevi Günleri / Dil Okulu, Mevki Hastanesi.. / Savunmanın Yazıldığı Günler / İsmail Vayvaylı / Av. Şerafettin Özdil / Sessiz Çekiliş / Son Bölüm”

***

Kitabın “Sunuş”nun başına MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası duruşmasına Paris’ten gözlemci olarak gelen avukatlar heyeti adına konuşan Av. Mario Stassi’in şu anlamlı sözleri konmuş:

"Nürnberg'de kurulan Mahkemenin gördüğü davadan bu yana, Dünya'da bundan büyük bir dava görülmemiş­tir, Bu davada 220 insanın idamının istenmesinden daha önemli bir hukuki gelişmeyi o tarihten bu yana hiçbir ülke yaşamadı. Bu yüzden biz, MHP Davası'nın büyük, önemli ve dikkate değer olduğuna hükmettik ve geldik.”

Davanın baş avukatı Şerafettin Yılmaz “Sunuş”unda “‘MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’ olarak isimlendirilen, gerçek­ten de önceden tasarlanmış ve kurgulanmış bir davadan söz ediyoruz.” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Toplamda 220 idam talebiyle açılmış olan bu dava, savcısından hâkimine, parti merkezini arayan askerlerinden polislerine kadar gerçeği söylemeyen bir kadronun ellerinde şekillenmiştir.

‘MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’ iddianamesine başka bir suçtan yargılanan İbrahim Çiftçi davası kararının delil kabul edilmesi, emsali görülmemiş bir garabettir. Bu dava öylesine ütopik ve insan zihnini zorlayan iddialarla bezenmiş bir dava konumun­da ki iddianamede suç tarihi dahi belirlenmemiş olup, suçlamanın 1908’lerde kurulmuş bir derneğin suçlama kapsamına alınması dahi başlı başına nasıl garip bir dava ile karşı karşıya kalındığını ortaya koymaktadır.

İddianamenin girişindeki bölüme bakıldığı zaman suçlamada öne sürülen hususların, savcının kaleminden ziyade yargılanan in­san ve kurumlara karşı husumeti olan bir elin bu davanın oluşma­sında emeğinin geçtiği kanaatini vermektedir.

Sıkıyönetim savcısı, 12 Eylül 1980 İhtilali’nin ilk günlerinde, konseyin henüz yönetime yeterince hâkimiyet kuramadığı bir za­man diliminde nereden temin edildiği bilinmeyen, silahların fotoğrafları Milliyetçi Hareket Partisi’nde bulunmuş silahlar olarak gösterilmiş ve MHP (Milliyetçi Hareket Partisi)’nin yargılanması hususunda özel bir kanun maddesi çıkartılarak yargılanmanın önünün açılması sağlanmıştır. (...) Hem kamu menfaatlerini hem de zanlının menfaatlerini koru­makla mükellef olan savcıların, sanıkları nasıl mahkûm ettirebili­riz psikozundan kurtulamayarak hem doğruyu söylemeyip hem de tarafsızlık rolünü sürdürdüğünü görüyoruz. Böyle bir tenakuz yu­karıdan beri delillendirdiğimiz davanın kurgulandığının bir başka delilidir. (...) Sonuç olarak askerinden, savcısından, hâkimine kadar görevlen­dirilmiş bu ekip, mürettep ve kurgulanmış bu davanın yargı men­supları olarak tarihe geçmişlerdir.”

Bu satırlar darbecilerin dava açmakta asıl maksadını çok açık ortaya koyuyor.

12 Eylül 1980 Darbesi’nde asıl maksadı anlamak için “Dava’nın Davası-Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı” okunmalı.

ARSLAN TEKİN / YENİÇAĞ