Çocuğunuzun Sağlığını Tehlikeye Atmayın!
Topuk Kanı Testini Reddeden Aile Sayısı Artıyor
Çocuğunuzun Sağlığını Tehlikeye Atmayın!
YEREL GÜNDEM / İZMİR
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan ve hepimizi derinden etkileyen bir haberle karşılaştık: “Kars’ta K.S. ve S.S. çifti, doğuştan zekâ geriliği, beyin hasarı, kas hastalıkları ve ölümlere yol açabilen hastalıkların taranması için bebeğinden topuk kanı alınmasını reddetti.” Bu, birçok ebeveynin giderek daha fazla dile getirdiği bir karar: Yenidoğan tarama testlerini, özellikle de topuk kanı testini reddetmek.
Topuk Kanı Testini Reddeden Aile Sayısı Artıyor
Bu konuda derinlemesine araştırma yaptım ve maalesef sadece bu çiftin değil, birçok ailenin bu testi reddettiğini öğrendim. Türk Neonatoloji Derneği’nin açıklamasına göre, İstanbul’da 2021 yılında gerçekleşen 200 binin üzerindeki doğumda 1000’e yakın aile topuk kanı taramasını reddetmiş. Bu durum, giderek artan bir eğilim haline geliyor. Sağlık alanındaki gelişmeler ve yenilikler böylesine ilerlemişken, bebeklerimizin sağlığını riske atan bu tutum oldukça endişe verici.
Yenidoğan Tarama Programı: Çocuklar İçin Hayati Bir Adım
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından 1987’den beri yürütülen Yenidoğan Tarama Programı, kalıtsal hastalıkların erken dönemde tanılanması ve tedavi edilmesi amacıyla başlatıldı. Bu program kapsamında bebeklerden alınan topuk kanı ile birçok ciddi genetik hastalığın tanısı konulabiliyor. Erken teşhis edilen hastalıklar, basit ilaçlar, vitaminler veya beslenme düzenlemeleriyle tedavi edilebiliyor ya da kontrol altına alınabiliyor. Ancak bu testin yapılmaması, bebeğinizin sağlığını geri dönülemez şekilde tehlikeye atabilir.
Topuk Kanı Testinin Hayat Kurtarıcı Rolü
Topuk kanı testi, fenilketonüri (FKU), konjenital hipotiroidi (KHT), biyotinidaz eksikliği (BE), kistik fibrozis (KF), konjenital adrenal hiperplazi (KAH) ve spinal musküler atrofi (SMA) gibi altı genetik hastalığın taranmasını sağlar. Bu hastalıklar erken tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlar doğurabilir: Kalıcı beyin hasarı, zihinsel gerilik, işitme kaybı, nörolojik bozukluklar, gelişme geriliği ve hatta ölümler. 2023 yılında, bu program kapsamında 930 binden fazla bebek tarandı ve 5 binden fazla bebekte kalıtsal hastalıklar erken teşhis edilerek tedaviye yönlendirildi.
Ebeveynler Olarak Sorumluluklarımız
Her ebeveynin en büyük sorumluluğu, çocuğunun sağlığını korumaktır. Ancak bazı aileler, sağlıkla ilgili yanlış bilgilendirmeler veya kaygılar yüzünden çocuklarının hayatını riske atan kararlar alabiliyor. Topuk kanı testi basit bir işlem olmasına rağmen, çocuğunuzun hayatını kurtarabilecek öneme sahip. Bu testi reddetmek, çocuğunuzun sağlığını ihmal etmek anlamına gelir. Bilimsel veriler, bu testin gerekliliğini açıkça ortaya koyuyor ve hiçbir ebeveynin bu hayati adımı atlamaya lüksü yok.
Toplumda Yanlış Bilgilerin Yayılması
Son yıllarda sağlık alanındaki aşı ve yenidoğan tarama testlerine karşı artan bir direnç görülüyor. Bu direnç, çocukların temel haklarının ihlal edilmesine neden oluyor. Bilgi eksikliği ve yanlış yönlendirmeler, aileleri bu önemli testleri reddetmeye itiyor. Ancak bu karar, geri dönülemez sağlık sorunlarına yol açabilir. Oysa her hastalık erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir ve çocuklar sağlıklı bir geleceğe adım atabilir.
Son Söz: Sağlık Bir Hak Değil, Zorunluluktur
Topuk kanı testini yaptırmamak, çocuğunuzun geleceğini karartma riskini taşır. Bu test, birçok metabolik hastalığın erken teşhisi için hayati öneme sahiptir. Fenilketonüri (PKU) gibi hastalıklar, tedavi edilmediğinde zihinsel gerilik ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Ebeveynler olarak çocuğunuzun sağlığını tehlikeye atmayın. Topuk kanı testi, onların yaşam kalitesini artıracak ve olası sağlık sorunlarının önüne geçecek bir fırsattır. Sağlıklı nesiller yetiştirmek, sizin elinizde.
Unutmayın, bu bir tercih değil, bir zorunluluktur!
Kaynak: Burhan Özfatura / Gözlem
What's Your Reaction?