Bediüzzaman’ın Şam’a Yolculuğu ve Emevi Camii’ndeki Tarihi Hutbesi
Bediüzzaman Said Nursî’nin 1911 yılında Emevi Camii’nde irad ettiği Hutbe-i Şamiye, İslam dünyasının sorunlarına yönelik derin teşhisler ve çözüm önerileri içeriyor. Şam’a yolculuğu, ilim ve irfan arayışını güçlendiren önemli bir seyahatti.
Bediüzzaman’ın Şam’a Yolculuğu ve Emevi Camii’ndeki Tarihi Hutbesi
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Bediüzzaman’ın Şam Yolculuğu: İlim ve İrfan Arayışı
Bediüzzaman Said Nursî, 1910’lu yılların başlarında, Osmanlı’nın zorlu döneminde İslam dünyasının sorunlarına çözümler aramak ve ilmi birikimini artırmak amacıyla yola çıktı. Diyarbakır, Urfa, Birecik, Gaziantep ve Kilis gibi şehirlerden geçerek Şam’a ulaşan Bediüzzaman, bu yolculuğunda hem bölgenin ileri gelenleriyle görüştü hem de önemli medreselerde konakladı.
Birecik’ten Şam’a Uzanan Yolculuk
Urfa’dan Birecik’e geçen Bediüzzaman, burada halk ve medrese mensuplarıyla bir araya geldi. Ardından Gaziantep ve Kilis’e uğrayarak Şam’a doğru ilerledi. Kilis’te Şeyh Efendi Tekkesi’nde misafir edilen Bediüzzaman, bölgenin tanınmış şahsiyetleriyle fikir alışverişinde bulundu.
Emevi Camii’nde Tarihi Hutbe
Bediüzzaman’ın Şam’a varışı, 1910 sonbaharına veya 1911 yılının başlarına denk gelir. Şam’da bulunduğu süre zarfında Mevlânâ Halid-i Bağdadi’nin türbesine yakın bir medresede konakladı. Şam halkı ve ulema, Bediüzzaman’ı ziyaret etmek için adeta yarıştı. Bu ilgi üzerine, Emeviye Camii’nde ünlü bir hutbe vermesi istendi. Mart 1911’de, içinde yüz alim ve on bin kişinin bulunduğu mahşeri bir kalabalık önünde bu hutbeyi irad etti.
Hutbede, İslam dünyasının altı büyük hastalığını sıraladı:
- Ümitsizlik
- Sıdkın ölmesi
- Adavete muhabbet
- Müminleri birbirine bağlayan bağların zayıflaması
- Baskıcı yönetimler
- Kişisel menfaatlerin öne çıkması
Bu hastalıklara karşı çözüm önerilerini ise kuvvetli iman, ümidi beslemek, muhabbet, meşveret ve toplumsal dayanışma olarak sıraladı.
Hutbe-i Şamiye’nin Yayını
Bediüzzaman’ın Emevi Camii’nde verdiği bu hutbe, "Hutbe-i Şamiye" adıyla kitaplaştırıldı ve o dönemde iki kez basıldı. Hutbe, Osmanlı’nın son dönemlerinde İslam dünyasına yönelik en önemli mesajlardan biri olarak kabul edilir.
Şam’dan İstanbul’a Dönüş
Hutbeden sonra fazla kalmayan Bediüzzaman, Beyrut üzerinden gemiyle İstanbul’a döndü. Şam yolculuğu, onun Medresetü’z-Zehra adını verdiği eğitim projesine duyduğu inancı daha da güçlendirdi. İstanbul’a dönerek bu projeyi hayata geçirmek için girişimlerde bulundu.