Basın Tarihi: Bireysel Başvurunun Sonu

Geçmişe Dönüş: 2009’un İzleri

Basın Tarihi: Bireysel Başvurunun Sonu

Basın Tarihi: Bireysel Başvurunun Sonu

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye, "geri vitesinin sınırı olmayan" bir ülke olarak, 16 Ağustos 2024 itibarıyla Anayasa, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve bireysel başvuru hakkının yok sayıldığı bir kaosun içine sürüklendi. Bu süreç, anayasal düzenin temellerini sarsarken, bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasında önemli bir adım olan bireysel başvuru hakkını da fiilen ortadan kaldırdı. Peki, bu noktaya nasıl geldik ve ne olacak?

Geçmişe Dönüş: 2009’un İzleri

2009 yılı, Türkiye’de henüz vatandaşların Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkına sahip olmadığı bir dönemdi. Hukuksal adaletsizliklerle karşı karşıya kalan bireyler, haklarını aramak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmak zorundaydı. O dönemde AİHM, Türkiye'den yapılan başvurulara dair kararlar veriyor ve devletin sorumluluğunu tescil ediyordu. Bunlardan biri de Nahide Opuz davasıydı. AİHM, Türkiye’yi kadına yönelik şiddet konusunda yeterli önlem almamakla suçlamış ve mahkum etmişti. Bu karar, kadına karşı şiddet davalarında bir ilk olarak tarihe geçti.

Bireysel Başvuru Hakkı’nın Fiilen Sona Ermesi

Türkiye, AYM’ye bireysel başvuru hakkını yıllar sonra tanıdı. Ancak, geçtiğimiz günlerde alınan kararlarla birlikte, anayasal düzenle birlikte bu hak da fiilen sona ermiş oldu. Bu durum, bireysel hakların korunmasında geri adım atıldığının bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. AİHM’nin bu gelişmelere kayıtsız kalması beklenmiyor. Muhtemelen Türkiye’den gelen bireysel başvuruları doğrudan kabul edecek ya da AYM'yi aradan çıkararak süreci yeniden düzenleyecek.

Avrupa Konseyi ve AİHM İle İlişkiler Ne Olacak?

Türkiye, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alıyor ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uyum sürecinde önemli adımlar atmıştı. Ancak, anayasanın ve bireysel başvuru hakkının yok sayıldığı bu yeni dönem, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle de çelişiyor. Anayasa Mahkemesi’nin, AİHM kararlarını ulusal yargı sistemi içerisinde esas alması beklenirken, mevcut gelişmeler bu sürecin de sekteye uğrayabileceğini gösteriyor.

Geriye Dönüş: 2009’a Geri Mi Dönüyoruz?

Türkiye, bireysel başvuru hakkının sona ermesiyle birlikte 2009 yılındaki koşullara geri dönebilir. AİHM, yeniden Türkiye’de adalet arayan bireylerin başvuru adresi haline gelebilir. Ancak bu durum, hukuk sistemimizin uluslararası platformda zayıfladığı anlamına gelir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin "geri vitesinin sınırı olmayan" yapısı, anayasal düzenin korunması konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının sona ermesi, hukuk sistemimizde derin bir boşluk yaratacak gibi görünüyor. Ne olacağını kestirmek zor, ancak bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasında yeni bir mücadele dönemi başlayacak gibi duruyor.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Artı Gerçek / Mehmet Altan