AYM'nin 12 Yıllık Raporu: Hak İhlallerindeki Artış Siyasi Bir Operasyon mu?

AYM’nin 12 Yıllık Hak İhlali Raporu: Yargı Darbesi mi?

AYM'nin 12 Yıllık Raporu: Hak İhlallerindeki Artış Siyasi Bir Operasyon mu?

YUSUF İNAN YAZDI...

AYM’nin 12 Yıllık Hak İhlali Raporu: Yargı Darbesi mi?

Türkiye'nin anayasal güvencesi olarak Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvurular kapsamında son 12 yılın hak ihlalleri bilançosunu kamuoyuna sundu. Raporda hak ihlali kararlarının ciddi şekilde artması dikkat çekiyor. Peki, bu artış bir yargı darbesi mi? Ak Parti'nin halk desteğini kaybetmesinde yargı ihlallerinin kasıtlı olarak artırılması etkili olabilir mi?

Yargıdaki Hak İhlalleri Artışı: AYM Raporu Ne Anlatıyor?

Anayasa Mahkemesi, 2012’den 2024’e kadar yaptığı bireysel başvuru sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Raporda, toplamda 633.488 başvuru yapılırken, bu başvuruların %83,3'ü sonuçlandırıldı. Veriler, en az bir hakkın ihlal edildiği başvuru sayısının 75.089 olduğunu gösteriyor. Özellikle 2021 yılında verilen 35.407 hak ihlali kararı, bu alanda bir zirveye işaret ediyor.

Yargıdaki Hak İhlallerinin Arkasında Ne Var?

Son 12 yılda AYM’ye yapılan bireysel başvurularda hak ihlalleri, halkın yargıya duyduğu güvenin azalmasına yol açarken, yargının siyaset üzerinde etkili olup olmadığı sorusunu da gündeme getiriyor. AK Parti’nin siyasi zeminde zayıflamasında bu yargı sürecinin oynadığı rol tartışma yaratıyor. İktidarın yargıya yönelik etkisinin sorgulanması, halkın hükümete olan güvenini azaltan bir etken mi?

AYM'nin raporuna göre, özellikle OHAL döneminde yapılan başvurularda yüzde 85 oranında hak ihlali kararları verildi. Bu oran, ülkede uygulanan OHAL kararlarının, vatandaşların hak ve özgürlüklerini ne derece etkilediğini gözler önüne seriyor. Ancak bazı uzmanlar, bu artışın yargının siyasi bir baskı aracı olarak kullanılmasına yol açtığını öne sürerek, Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair soru işaretleri yaratıyor.

Yargı Darbesi İddiası: AK Parti’nin Gücü Nasıl Zayıflatıldı?

Hak ihlallerinin artışı, özellikle AK Parti’nin halk tabanında güç kaybetmesine neden olabilecek faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Özellikle AK Parti iktidarına yönelik bir yargı darbesinin uygulanabileceği, yargı aracılığıyla hükümetin itibarsızlaştırılmak istendiği iddiaları gündeme geliyor. Son yerel seçimlerde AK Parti'nin büyükşehirlerdeki kayıpları da bu iddiaları destekleyen bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

2019 yerel seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirleri kaybeden AK Parti, o günden bugüne halk tabanında eriyen bir destekle karşı karşıya. Halk tabanında oluşan bu tepkinin en önemli sebeplerinden biri olarak, yargı süreçlerinde yaşanan haksız tutuklamalar ve mahkemelerin verdiği tartışmalı kararlar gösteriliyor. Bu bağlamda, yargı sisteminin siyasi iktidarı zayıflatma yönünde hareket ettiği iddiaları, Türkiye’deki yargı bağımsızlığı tartışmalarını daha da derinleştiriyor.

Ekonomik Kriz ve Yargının Rolü: Türkiye’nin Yatırım İklimi Nasıl Etkilendi?

Hak ihlallerinin arttığı bir ülke imajı, dış yatırımcılar nezdinde Türkiye’nin itibarını zedelerken, ekonomik krizle mücadele eden Türkiye'yi daha zor durumda bırakıyor. Türkiye’de hukuk güvenliğinin zayıfladığı algısı, yabancı sermaye girişlerinin azalmasına ve ekonomik daralmanın derinleşmesine yol açıyor. Yatırımcıların, Türkiye’nin siyasi ve hukuki atmosferinden olumsuz etkilenmesi, hükümetin ekonomik politikalarının başarısızlığıyla sonuçlanıyor.

Birçok vatandaş, yargının verdiği kararlarla mağdur olduklarını ve yaşamlarının derinden etkilendiğini ifade ederken, AYM’nin 12 yıllık raporu, bu endişelerin ne kadar yerinde olduğunu doğruluyor. Bayat ekmek satışlarının bile arttığı bir ekonomik ortamda, halkın gelir kaynaklarını kaybetmesi, artan enflasyon ve yaşam şartlarının ağırlaşması, yargı süreçlerinin olumsuz etkilerini daha da belirgin hale getiriyor.

Yargı Kararları Halkta Nasıl Bir Güvensizlik Yaratıyor?

AYM’nin son 12 yıllık raporu, Türkiye’de yargı sisteminin halk nezdinde güven kaybettiğini ve bu güvensizliğin, ülkedeki siyasi tablonun şekillenmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Yargı kararlarında yaşanan artışın, özellikle aileleri parçalanan bireylerin mağduriyetine neden olduğu belirtilirken, bu durumun Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a yönelik bir halk tepkisi oluşturduğu düşünülüyor. Bu tepkinin, AK Parti'nin uzun yıllardır sahip olduğu halk desteğini erittiği iddia ediliyor.

Türkiye’de Yargı, Demokrasiye mi Gölge Düşürüyor?

12 yıllık AYM raporu, yargı sürecinin AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik bir yıpratma aracı olarak kullanıldığı iddialarını kuvvetlendirdi. Hukuk ihlallerinin sürekli artış göstermesi, AK Parti iktidarını zayıflatmak için yargının da devreye sokulduğu şeklinde yorumlanıyor. Bu süreçte yüz binlerce insanın "terör örgütüyle ilişkili" suçlamalarla yargı karşısına çıkması ve vatandaşların şüpheli durumuna düşürülmesi, ülkedeki siyasi iklimi daha da geriyor.

Türkiye’nin Geleceği Yargı Bağımsızlığı ile Şekillenecek

AYM’nin yayınladığı 12 yıllık rapor, Türkiye’de adalet, demokrasi ve hukuk güvenliği alanında önemli mesajlar veriyor. Yargının güven kaybetmesi, halkın günlük yaşamını doğrudan etkilerken, uluslararası arenada Türkiye’nin imajını da olumsuz etkiliyor. Türkiye’de yargının tam bağımsızlığı sağlanmadığı sürece, toplumsal kutuplaşma ve siyasi istikrarsızlık sürecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, AYM’nin 12 yıllık hak ihlali raporu, Türkiye’nin hukuk sistemindeki sorunlara dikkat çekerken, bu ihlallerin siyasi bir yargı darbesi niteliğinde olup olmadığı konusunda kamuoyunun gündeminde kalmaya devam ediyor.

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

E-Mail: [email protected]