Adaletin Yolu Nereden Geçer? Abdülhamit Gül ve Lekelenmeme Hakkı Üzerine

Adaletin yolu, süslü sözlerden değil, vicdanlardan geçer.

Editor1

Sep 18, 2024 - 16:57

Adaletin Yolu Nereden Geçer? Abdülhamit Gül ve Lekelenmeme Hakkı Üzerine

YUSUF İNAN YAZDI...

Adaletin Yolu Nereden Geçer? Abdülhamit Gül ve Lekelenmeme Hakkı Üzerine

Adalet, bir toplumun temeli. Adaletin olmadığı bir yerde, ne güven ne de huzur vardır. Eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamaları da bu yüzden dikkat çekici: Yargı Reformu Strateji Belgesi, yeni adli yılın temel ajandası ve yol haritası olacak. Gül, milletin adalete olan güvenini yeniden inşa etmek için bu belgenin kilit rol oynayacağını belirtiyor. “Güven veren adalet” vurgusuyla hepimize büyük bir umut veriyor. Ama gerçekten adalet bu kadar yakın mı?

Bakan Gül, yaptığı açıklamalarda “adalet beklentisinin karşılanması” gerektiğini dile getiriyor. Ancak bu beklenti nasıl karşılanacak? Lekelenmeme hakkı, adil kararların makul sürede verilmesi, süslü ve kulağa hoş gelen sözler olabilir. Ama bu haklar, gerçekten korunabiliyor mu? Her gün masumiyet karinesine zarar veren kararlar, medya organları tarafından ifşa edilen hayatlar, lekelenen insanlar... Bu adalet mi?

Adalet sadece süslü cümlelerden ibaret olamaz. Adalet kapısı, herkesin gönül rahatlığıyla çıktığı bir yer olmalı. Ama Türkiye’nin yargı sisteminde bu kapıdan memnun çıkan kaç kişi var? Davaların yıllarca sürüncemede kaldığı, suçsuz insanların cezaevlerinde çürüdüğü bir sistemde, bu kapıdan çıkanların yüzleri gerçekten gülebiliyor mu?

Lekelenmeme hakkı… Bakan Gül’ün özellikle vurguladığı bu hak, belki de adaletin en önemli unsurlarından biri. Ama ya bu hak bizzat devlet organları tarafından ihlal ediliyorsa? Terörist damgası vurulmuş, hayatları altüst edilmiş, aileleri parçalanmış, çocukları korku ve endişe içinde yaşayan masum insanlar ne olacak? Gözleri görmeyen, çaresiz bir anne, iki küçük çocuğuyla bir bağ evinde ölüme terk edilmişse, adalet onlara ne zaman gelecek?

Bakan Gül’ün söylediği gibi, adaletin yolu yargıdan ve mahkemelerden geçiyor. Ancak mahkemelerde verilen kararlar, gerçekten adil mi? Bir hakimin, “Bu dosyadan beraat verirsem başıma bir şey gelebilir, az bir ceza verelim, istinaf düzeltir” diye düşündüğü bir ülkede, adalet nasıl sağlanacak? Bu sorunun cevabı, maalesef hâlâ bir muamma.

Yargı Reformu Strateji Belgesi, yeni adli yılın en önemli yol haritası olarak karşımızda duruyor. Ama bu belge, sadece bir ajanda olmaktan öteye gidebilecek mi? Ekim ayında TBMM açılacak, yasal düzenlemeler yapılacak, sonra adalet mi gelecek? Bu sürecin sonunda gerçekten adalet gelecek mi, yoksa sadece yeni süslü cümlelerle mi karşılaşacağız?

Bir anne ve iki çocuğunun ıssız bir bağ evinde, çaresizlik içinde adalet beklediğini düşünün. O çocuklar, babalarının başka bir ülkede olduğunu bilerek, adaleti beklemek zorundalar. Ancak adaletin gelmesi, onların yaşamına ne kadar dokunacak? O çocuklar, o güne kadar hayatta kalırlarsa, başlarına bir iş gelmezse, adalet gerçekten onların kapısını çalacak mı?

Karadeniz’in bir ucundan, karşı kıyıya bakıp adalet beklemek... Bu bekleyiş ne zaman sona erecek? Erişilebilir, lekelenmemiş bir adalet istemiyor muyduk? İşte burada. Ama bu adalet ne zaman, nasıl gelecek? Sayın Bakan’ın süslü sözleri, bu sorulara bir cevap verebilir mi?

Teşekkürler, Sayın Bakan. Yaptığınız açıklamalar gerçekten etkileyici. Umarım tarih, sizi bu süslü cümlelerinizle hatırlar. Ama bizler, sadece sözlerden ibaret olmayan, gerçekten yaşayan bir adaleti görmek istiyoruz. Adalet sadece bir kavram değil; insan hayatına dokunan, yaşamları kurtaran bir gerçeklik olmalı.

Adaletin yolu, süslü sözlerden değil, vicdanlardan geçer.

Lekelenmeme hakkı, 1 milyon 81 bin kişiyi asılsız ihbarlara karşı korudu

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, masumiyet karinesinin korunması amacıyla hayata geçirilen lekelenmeme hakkı kapsamında, 2017'den bu yana 1 milyon 81 bin 129 kişi hakkında soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiğini bildirdi.

Bu haliyle metin daha akıcı ve tutarlı hale gelmiştir.

Bu açılama ne anlama geliyor?

"1 milyon 81 bin kişi asılsız ihbarlarla lekelendi, daha sonra temizlendi!"