Abbas'tan diplomatik tanınma, Erdoğan'dan garantörlük mesajı
Netanyahu'ya soykırım suçlaması
Abbas'tan diplomatik tanınma, Erdoğan'dan garantörlük mesajı
Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Hamas'ın İsrail'e 7 Ekim'de saldırmasıyla başlayan savaşın ardından Türkiye’ye yaptığı ilk ziyarette, uluslararası topluma Filistin halkı ile dayanışma ve uluslararası konferans çağrısı yaparken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “garantörlük mekanizması” çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduklarını söyledi.
Gazze’de 10 Mart’ta Ramazan ayı başlamadan ateşkes sağlanması için arayışlar ve taraflar üzerindeki baskılar sürerken Filistinliler için insani durumun giderek kötüleşmesi Türkiye de dahil pek çok ülkeyi ateşkes için daha çok çaba sarf etmeye yöneltiyor.
Türkiye’ye en son geçen yıl Temmuz ayında gelen Abbas, Ankara’da akşam saatlerinde Erdoğan’la bir araya gelerek ortak basın açıklamasında konuştu.
Abbas: Avrupa devletleri Filistin'i tanımalıdır
Abbas basın açıklamasında Filistin için çok zor şartların olduğu bir dönem içinde bulunuduğunu belirterek Erdoğan ile “İsrail’in Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam ve soykırım suçlarına karşı ne yapılabilir” konusunu ele aldıklarını belirtti.
İsrail’in insani yardımların Gazze’ye girmesine engel olduğunu ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmeyi çalışıldığını söyleyen Abbas, “Uluslararası arenada Filistin’e uluslararası koruma sağlanması için çabaların daha artması gerekmekte. Bizim isteğimiz Filistin’in BM’de daimi üyeliğe sahip olması ve bunun BM Güvenlik Konseyi kararı ile gerçekleşmesidir. Avrupa devletleri de Filistin’i tanımalıdır” diye konuştu.
Uluslararası konferans çağrısı
Abbas, tüm bu istekleri için uluslararası bir barış konferansının düzenlenmesi gerektiğini ve bir yol haritasının uygulanmasında görüş birliği içinde olunmasının önemli olduğunu belirterek bu noktada Türkiye’nin rolünün de kendileri için önemli olduğunu kaydetti.
Filistin halkının Gazze’den ve Batı Şeria’dan tehcir edilmesini kabul etmeyeceklerini de ifade eden Abbas, “Gazze Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır ve hiçbir şekilde işgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir. Gazze ve Kudüs’ün Filistin devletinden ve Batı Şeria’dan ayrılması söz konusu değildir” dedi.
Erdoğan: Sorumluluk üstlenmeye hazırız
Basın açıklamasında Erdoğan ise İsrail’i sert bir dille eleştirirken “Türkiye olarak garantörlük mekanizması çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazırız. Bununla ilgili çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu.
Erdoğan, kalıcı barışın tek yolunun 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü olan bir Filistin devletinin kurulması olduğunu belirterek İsrail-Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu'da barışın hakim olamayacağını kaydetti.
Netanyahu'ya soykırım suçlaması
7 Ekim’den bu yana “son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit olunduğunu” söyleyen Erdoğan, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya yönelik soykırım suçlamasını yineledi. Erdoğan, "Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu ve gözü dönmüş yönetimi Filistin halkına yönelik apaçık bir soykırım uygulamaktadır. Netanyahu ve cinayet ortakları döktükleri her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İsrail’in yerleşimciler politikasını da eleştirerek "Sözde 'yerleşimciler' adı verilen, aslında Filistinlilere ait topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri, çözümün önündeki en büyük engellerden biridir” dedi.
Gazze'de sahra hastanesi kurulması için Türkiye’nin çalışmalarının devam ettiğini de söyleyen Erdoğan, “Türkiye'nin Filistin sorunundaki duruşu ve hassasiyeti bellidir” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hafta sonu düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu kapsamında yaptığı açıklamada, Gazze’ye Mısır üzerinden giden insani yardımlar için artık İsrail’in izninin beklenmemesi gerektiğini belirterek "Artık uluslararası toplumun yerleşik ifade edilen şu andaki uygulamaları bir kenara bırakıp tek taraflı adım atılması gerektiğine inanan (yabancı bakan) arkadaşlarımız var. Bizler de artık bu görüşleri destekliyoruz. Çünkü birilerinin iznini bekleyerek Gazze’ye yardım ulaştırmak artık 2 milyondan fazla insanın yavaş ve sessiz ölümüne ortak olmak manasına geliyor" demişti.
DW
What's Your Reaction?